SÜFRAJETLER-KADINLARIN GÜCÜ /// Suffragette-The Power Of Women
(Below is the article in English.)
1900 Senelerinin İngiltere’si. Kadınların, çocukları üzerinde velayet hakları yok. Mülkiyet hakkı yok. Eğitim hakkı yok. Bir grup kadın, erkeklerin sahip olduğu bu haklara sahip olabilmek için, ne yapacaklarını düşündü. Ve buldular. Öncelikle seçme ve seçilme hakkına sahip olmaları gerekiyordu.
Bu kadınlar büyük oranda orta ve üst sınıftan gelen kadınlardı. Oldukça karizmatiktiler. İyi giyiniyorlardı, zekiydiler ve güzel konuşuyorlardı. Kendilerinİ bu misyona adamışlardı.. Siyasiler onlarla alay ettiler. Onlara süfrajet ismi koydular.
Ama bu kadınlar politik bilinci gelişmiş, akıllı kadınlardı. Seçme ve seçilme hakkının, bütün hakların kilit taşı olduğunu biliyorlardı. Bu hakkı elde etmek, diğer sosyal haklarının elde edilmesi ve iyileştirilmesi demekti.
Şöyle diyorlardı: SEN DEĞİŞİM İÇİN KARAR VERMELİSİN . SEN SOSYAL HAKLARININ VAR OLDUĞUNU BİLMELİSİN. HAKLARINI ÖĞRENMELİSİN.. SEN HAKLARINI KULLANMAK İÇİN ÖĞRENMELİSİN. SEN HAKLARINI GELİŞTİREBİLMEK İÇİN KULLANMALISIN.
Bu misyon ile farklı sosyal sınıflara ve çeşitli meslek dallarına mensup olan kadınlarla beraber olabildiler. O dönemde kamu alanında sigara kullanmak, sadece erkeklere verilen bir haktı. Süfrajetler açıkça kamu alanında sigara kullanarak bir tabuyu yıkmaya çalıştılar. Bunun gibi, nahif protestolarla istediklerine sahip olamadıkları zaman, direnişlerinin gücünü artırdılar. 1903 yılında Emmeliene Pankhurst önderliğinde Kadınların Sosyal ve Politik Birliği’ni (Women’s Social and Political Unio/WSPU) kurdular.
1910 yılında, kadın hakları ile ilgili yasa tasarısı verdiler. Kabul edilmedi. Kadınlar da“eylem” dedi. Bu amaç için yasaları çiğnemeyi göze aldılar. İçlerinden radikal bir gurup, mağaza vitrinlerine taşlı saldırılar düzenliyor, posta kutularını havaya uçuruyordu. Metruk bina ve kamu binalarını kundaklıyordu. Hatta İngiltere’nin en önemli manastırı olan Westminster Abbe’ye bombalı saldırı düzenlenmişti.
Güvenlik güçleri ve yargı ise bu eylemlere aynı sertlikte karşılık verdi. Polisler, sokak gösterilerini şiddet kullanarak dağıtırken, 1900- 1914 arasında bine yakın süfrajet hapse atıldı.
1913 yılında Emily Davison adlı bir eylemci kadın, kadınlara yönelik bu baskıyı protesto etmek istedi. Kral Geroge’un seyirci olduğu at yarışında kendini atların önüne attı ve yaşamını yitirdi . Bu olay kadın hareketinde büyük bir ivme yarattı. 1. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla süfrajet hareketi durakladı ama artık kadınlar yol almıştı.
İngiltere’de kadınların oy hakkına kavuşması, 1928 yılında mümkün oldu.
Bu olay kadınlar arasındaki dayanışmanın gücünü göstermektedir.
YAZAN: HALE ERALP
–
–
ENGLISH
SUFFRAGETTE— THE POWER OF WOMEN
England of 1900. Women do not have custody rights over their children. No property right. No right to education. A group of women thought about what they would do to have these rights that men had. And they found it. First of all they had to have the right to choose and be elected.
These women were mostly middle and upper class women. They were very charismatic. They were well dressed, intelligent and speaking well. They devoted themselves to this mission. Politicians mocked them. They called them Suffragette.
But these women were smart, politically conscious women. They knew that the right to vote and to be elected was the keystone of all rights. Achieving this right meant obtaining and improving other social rights.
They said: YOU MUST DECIDE FOR CHANGE. YOU SHOULD KNOW THAT YOU HAVE SOCIAL RIGHTS. YOU MUST LEARN YOUR RIGHTS .. YOU MUST LEARN TO USE YOUR RIGHTS. YOU MUST USE TO IMPROVE YOUR RIGHTS.
With this mission, they were able to be with women who belong to different social classes and various professions. Smoking in the public domain at that time was a right given only to men. Suffragettes openly tried to break a taboo by smoking in the public domain. Like this, when they couldn’t have what they wanted with naive protests, they increased the strength of their resistance.
In 1903, they founded the Women’s Social and Political Unio / WSPU under the leadership of Emmeliene Pankhurst. In 1910, they draft a law on women’s rights. Not accepted. The women said “action”. They risked breaking the law for this purpose. A radical group of them carried out stone attacks on shop windows, blowing up the mailboxes. Abandoned building and public buildings were arsoned. There was even a bomb attack on Westminster Abbe, the most important monastery in England.
Security forces and the judiciary responded to these actions with the same rigor. While the police dispersed street demonstrations violently, nearly a thousand sujrawets were imprisoned between 1900 and 1914.
In 1913, an activist woman named Emily Davison wanted to protest this pressure on women. In the horse race, where King Geroge was a spectator, she threw herself in front of the horses and died.
This event created a great momentum in the women’s movement. With the start of World War I, the suffragacet movement paused, but women were on their way. . In England, women were given the right to vote in 1928.
This event shows the strength of solidarity among women.
WRITER: HALE ERALP
—————
–