9 MUCİZE. GERÇEĞİ̇ DÜNYADA İLK KEZ BU YAZIDA!!!
MUSA’YA VERİLEN 9 MUCİZE
Kaza ile sarayda birisinin ölümüne sebep olarak Medyen’e kaçan ve orada Şuayip peygamberin kızı ile evlenen Musa’ya, Allah Peygamberlik şerefini ve kavmini Firavunun zulmünden kurtarma vazifesini verirken onu 9 mucize ile destekleyeceğini söylemişti.. Bu ayet şudur :
17/İSRA/ 101- ELMALILI: ANDOLSUN Kİ, MUSA’YA APAÇIK DOKUZ MUCİZE VERDİK…………..
Musa Firavuna giderken kendi yanına onu destelemesi için kardeşi Harun’un da verilmesini istedi Allah’dan. Allah da Musa’nın yanına Resul olarak Harun’u verdi.
20/Taha/42_SEN VE KARDEŞİN MUCİZELERİMLE GİDİNİZ. BENİ ANMAK HUSUSUNDA DA GEVŞEKLİK ETMEYİNİZ.
20/Taha/43_FİRAVUN’A GİDİN. ÇÜNKÜ O ÇOK AZDI.
20/Taha/44_ONA VARIN DA YUMUŞAK DİLLE SÖYLEYİN. BELKİ DİNLER, DÜŞÜNÜR.BELKİ DE KORKAR.
26/Şuara/16_HAYDİ FİRAVUN’A GİDİN DEYİN Kİ: “BİZ ALEMLERİN RABB’İNİN RESUL’LERİYİZ..”
26/Şuara/17_İSRAİLOĞULLARINI BİZİMLE BERABER GÖNDER.
Musa Allah tarafından verilen 9 mucize ile, ailesiyle Mısır’a gizlice gelir. Bilindiği gibi kaza ile sarayın itibarlı bir kişisini öldürme suçundan dolayı Mısır’dan kaçmış Medyen’e gitmişti. Firavun’un karşısına bir suçlu gibi yakalanıp gitmemek için gereken tedbiri alır. Kendisine de peygamberlik verilmiş olan kardeşi Harun ile beraber Firavuna gidecektir. Çünkü Musa’nın öz ailesi, Firavun ve Mısır’lılar tarafından bilinmemektedir henüz. Musa’nın esas annesi, sadece süt annesi olarak bilinmekte ve de aile gerek kendisi gerekse Musa’nın babası İmran’ın kardeşi olan zengin Karun tarafından, sarayda itibarlı bulunmaktadır…
Firavun’a Allah’ın ikazını tabii ki saltanatın ileri gelenlerinin bulunduğu bir kabul saatinde yapmaları gerekecektir! Çünkü Allah’ın ikazı yalnız iktidarı temsil eden Firavun’a değil, o meclisde dini temsil eden Haman’a ve zenginliği temsil eden Karun’a da gitmektedir….
–
–
MUSA FİRAVUNUN HUZURUNDA:
Musa, tabiidir ki ailesi dolayısıyla sarayda bir yeri olan Harun sayesinde, Harun ile beraber saltanatın ileri gelenlerinin bulunduğu kabul saatinde huzura çıkarlar ve ikisi beraber Firavuna derler ki:
26/Şuara/16_…….BİZ ALEMLERİN RABBİNİN RESULLERİYİZ.
26/Şuara/17_ İSRAİLOĞULLARINI BİZİMLE BERABER GÖNDER.
Firavun Musa’yı, üstelik yanında sarayda yeri kuvvetli olan Harun’u, kendi karşısına dikilmiş bir vaziyette görünce çok sıkılır hemen Musa’yı yakalatmaz çünkü Harun da, Musa ile aynı dili konuşmaktadır…ve Musa’yı önce nankörlükle suçlar. Derki:
26/Şuara/18_BİZ SENİ ÇOCUKKEN İÇİMİZDE BÜYÜTMEDİK Mİ? HEM YANIMIZDA SENELERCE ÖMÜR SÜRDÜN.
26Şuara//19_HEM O YAPTIĞIN İŞİ DE SEN YAPTIN. O HALDE SEN NANKÖRLERDENSİN.
Firavun Musa’nın kendisini koruyayım derken kaza ile adam öldürme olayını ortaya koyarak Musa’yı suçlu duruma sokacakken Musa cevabını kuvvetli verir.
26/Şuara/20_…BEN O VAKİT O İŞİ YANILARAK YAPTIM.
26/Şuara/21_SİZDEN KORKUNCA DA İÇİNİZDEN KAÇTIM………
26/Şuara/22_ O BAŞIMA KALKTIĞIN NİMET TE İSRAİLOĞULLAR’INI KUL KÖLE EDİNMİŞ OLMANDIR.
“O işi kaza ile yaptım ama suçum kaza ile adam öldürmem değildi sizin nazarınızda. Zaten ölen kişi bir İsrailoğluydu. Sizin için bir önemi yoktu. Ertesi gün tekrar bir kavgana ortak olmadım zalimlerden yana olmadım diye suçlandım.” Demek istemektedir Musa.
Bu idarenin de ancak İsrail oğullarını kul köle ettiğini ve kendisine hatırlatılan sarayda büyütülme nimetinin arkasında İsrail erkek çocuklarının öldürülme olayından kurtulabilme olduğunu, dolayısıyla, kendisinin de İsrailoğullarından olduğunu söylemektedir. Musa’nın İsrailoğullarından olduğu artık bilinmekte ama kimlerin çocuğu olduğu bilinmemekte….
Bunun üzerine Firavun lafı değiştirir. İsrail oğullarını karşısına almak istemez. Musa’yı ne şekilde yenebileceğini düşünür. Çünkü Musa’yı öldürme emri vermek kolay ama ona inananlar var. Musa’nın yanıbaşında, Musa’ya inanmış Harun var. Onların öldürülmesi, olayları daha da büyütür ve onlara inananları körükler. Firavun önce onların söylediklerini çürütme yolunu seçer ve şunları söyler:
26/Şuara/23_……..ALEMLERİN RABBİ DE NEDİR?
26/Şuara/24_ MUSA DEDİ: GÖKLERİN VE YERİN VE ARALARINDAKİ HER ŞEYİN RABB’İDİR. EĞER HAKİKATİ YAKİNEN BİLMEYE EHİL KİMSELERSENİZ.
Firavun dalga geçer ve :
26/Şuara/25_………ETRAFINDAKİLERE: İŞİTİYOR MUSUNUZ? DER.
Musa bu sefer her şeyin içine onları ve atalarını da koyarak:
26/Şuara/26_O SİZİN DE RABB’İNİZ, DAHA ÖNCEKİ ATALARINIZIN DA RABB’İDİR .
Der. Firavun o zaman ona işte şimdi saçmaladın dercesine, kendince en kolay cevabı verir.
–
–
26/Şuara/27_……SİZE GÖNDERİLEN BU RESULÜNÜZ MUTLAKA BİR MECMUNDUR.
Der. O zaman Musa İbrahim nebinin, Rabbi için kendisi ile çekişen hükümdara yaptığı gibi, Firavun’a:
26/Şuara/28_O DOĞU İLE BATININ VE BÜTÜN ARADAKİLERİN RABBİDİR. EĞER AKLINIZ VARSA BUNU ANLARSINIZ.
Der. Yani Allah doğuyu ve batıyı belirlemiş. Gücün var ise bunu değiştir, ilahlığını iddia ediyorsan bunu yap demektedir esasında . O zaman Firavun zorbalığa başvurur ve:
26/Şuara/29_ANDOLSUN Kİ BENDEN BAŞKA BİR İLAH TUTARSAN SENİ MUTLAK VE MUHAKKAK ZİNDANDAKİLERDEN EDERİM.
Diyerek tehdit eder. İşte o zaman Musa Allah’ın ona verdiği mucizelere dayanarak kozlarını oynar ve :
26/Şuara/30_…….SANA APAÇIK İSPAT EDECEK BİR ŞEY GETİRMİŞ OLSAM DA MI?
Herkesin önünde yapılan bu teklifi, Firavun’un red etmesi imkansızdır. Mecburen Musa’nın teklifini kabul eder.
26/Şuara/31_HAYDİ GETİR ONU BAKAYIM, SADIKLARDAN İSEN. Der…..
–
–
1- BİRİNCİ MUCİZE: ASA VE YED- İ BEYZA
26/Şuara/32_BUNUN ÜZERİNE MUSA ASASINI BIRAKIVERDİ. O DA APAÇIK BİR EJDERHA OLUVERDİ.
26/Şuara/33_BİR DE ELİNİ (KOYNUNDAN)ÇEKTİ ÇIKARDI. O DA BAKANLARA NUR SAÇAN BİR EL OLUVERDİ.
26/Şuara/34_FİRAVUN ETRAFINDAKİLERE : “BU HER HALDE BİLGİÇ BİR BÜYÜCÜDÜR.” DEDİ.
27/Neml/13_ONLARA AÇIKCA GÖRÜNEN MUCİZELERİMİZ GELDİĞİNDE BU APAÇIK SİHİRDİR DEDİLER.
Halbuki bu asa ve onu tutan bu el Allah’ın Firavun’a Musa ile gönderdiği birinci mucizesi idi. Ne firavun ne başkası o asayı alıp atsa o ejderha olamazdı. O asayı atan ve nurunu gösteren el, Allah tarafından o elin kullanıldığının delili idi.
27/Neml/14_GÖNÜLLERİ KESİN OLARAK İNANDIĞI HALDE SADECE ZÜLUM VE KİBİRDEN DOLAYI ONLARI İNKAR ETTİLER.
23/Müminun/47_ONUN İÇİN DEDİLER Kİ: KAVİMLERİ BİZE KULLUK EDİP DURURKEN BİZİM GİBİ İKİ BEŞERE Mİ İMAN EDECEĞİZ.
Hepsinin menfaatleri üstün gelmişti. Firavunun da, Haman’ın da, Karun’un da, saltanatın içindeki diğer kişilerin de. Yani bugünkü tabirle hükümetin, din sözcülerinin, hükümetle iş yapan iş adamlarının hepsine aykırı idi bu Allah sözcüleri… Hepsinin sözcüsü olan Firavun şunları söyler:
26/Şuara/35-…BÜYÜSÜ İLE SİZİ YERİNİZDEN ÇIKARMAK İSTİYOR. O HALDE NE BUYURUYORSUNUZ?
Onlar da onu yenmenin en güzel yolunun onu elemine etmek olduğuna karar verip Firavuna :
26/Şuara/36_…..ONU VE KARDEŞİNİ EĞLE. ŞEHİRLERE DE TOPLAYICILAR YOLLA.
–
–
26/Şuara/37_……BÜTÜN BİLGİÇ BÜYÜCÜLERİ SANA GETİRSİNLER.
Dediler. Bütün şehirlere haberler salındı. Bilgili sihirbazlar bulundu. Firavuna getirildiler. Onlara olaylar anlatıldı ve onlar dediler ki:
20/Taha/63_….BUNLAR MUHAKKAK İKİ SİHİRBAZ OLMALI.SİZİ SİHİRLERİ İLE YERİNİZDEN ÇIKARMAK İSTİYORLAR VE ÖRNEK DİNİNİZİ ORTADAN KALDIRMAK İSTİYORLAR.
Firavun da onlara:
20/Taha/64_BUNUN İÇİN BÜTÜN HİLENİZİ TOPLAYIP SONRA DA SAF HALİNE GELİN. BUGÜN GALİP OLAN KAZANMIŞTIR.
Dedi. Tabii ki sihirbazlar da menfaatlerini kollayacaklardı. Ve Firavuna:
26/Şuara/41_…..ŞAYET GALİP GELENLER BİZLER OLURSAK BİZE MUTLAKA BİR MENFAAT VAR MI? DEDİLER.
26/Şuara/42_………EVET .HEM SİZ OZAMAN BENİM EN YAKINIM OLACAKSINIZ.
Dedi Firavun ve Musa’yı çağırıp ona şunları söyledi:
20/Taha/57_YA MUSA! SEN SİHRİNLE BİZİ YERİMİZDEN ÇIKARMAK İÇİN Mİ GELDİN?
20/Taha/58_ O HALDE BİLMİŞ OL Kİ BİZ DE SANA ONUN GİBİ SİHİR YAPACAĞIZ. ŞİMDİ SEN, SENİNLE ARAMIZDA BİR
BULUŞMA YERİ TAYİN ET Kİ, NE SENİN NE BİZİM CAYMAYACAĞIMIZ UYGUN BİR YER OLSUN.
20/Taha/59_MUSA DEDİ Kİ: SİZİNLE BULUŞMAMIZ ZİNET GÜNÜ VE İNSANLARIN TOPLANACAĞI KUŞLUK VAKTİDİR.
20/Taha/60_BUNUN ÜZERİNE FİRAVUN DÖNÜP GİTTİ.BÜTÜN HİLESİNİ DERDİ,TOPLADI VE GELDİ.
Ve geldi derken, Zinet gününün Duha vaktinde, büyücüleri ile yerini aldığını görüyoruz..
–
–
MUSA SİHİRBAZLARIN KARŞISINDA:
Büyücüler, Firavun 2.Ramses ve efradı ve de halk Zinet gününün Duha vaktinde herkesin olayları görebileceği bir mahalde toplandılar.
26/Şuara/40_İNSANLAR DA “EĞER BÜYÜCÜLER GALİP GELİR İSE BİZ DE BÜYÜCÜLERE UYARIZ.” DEDİLER.
Burada söylenen “insanlar” kelimesinin içinde İsrail oğullarının olmaması imkansız. Görüyoruz ki İsrail oğullarının, Allah’ın elçisi olan Musa’ya tam olarak inanan pek azının dışında hepsi menfaat peşinde. Büyücüler yenerse Musa’nın yanında yer almak onlar için imkansız. Zaten bu durumu Kuran şöyle açıklıyor:
10/Yunus/83_FİRAVUN VE ADAMLARININ KENDİLERİNE KÖTÜLÜK EDECEKLERİ KORKUSU İLE MUSA’YA KAVMİNİN BİR ZÜRRİYETİNDEN BAŞKASI İMAN ETMEDİ. ÇÜNKİ FİRAVUN O YERDE HAKİMDİ VE ÇOK AŞIRI GİDEN TAŞKINLARDANDI.
Tabii bu taşkınların içinde Musa’nın amcası Karun da vardı. Bu toplantı yerine de Firavun’un işbirlikçisi olarak Karun’un gelmemesi olamaz. Ayetimizi yazalım.
28/Kasas/79_DERKEN DEBDEBESİ İÇİNDE KAVMİNİN KARŞISINA ÇIKTI. DÜNYA HAYATINI ARZU EDENLER ; “NE OLURDU ŞU KARUN’A VERİLEN GİBİ BİZİM DE OLSA. O CİDDEN BÜYÜK BİR BAHTİYARDIR.”DEDİLER.
28/Kasas/80_KENDİLERİNE İLİM VERİLMİŞ OLANLAR İSE : “YAZIKLAR OLSUN SİZE. İMAN EDİP SALİH AMELLER İŞLEYENLER İSE ALLAH’IN SEVABI DAHA HAYIRLIDIR ONA İSE ANCAK SABREDENLER KAVUŞTURULURLAR DEDİLER.
Bu toplantıya gelebilecek herkes gelmişti. Artık Musa, Harun büyücülerle karşı karşıya idiler. Musa Allah için sihirbazlara o topluluk önünde ikazını yapar ve der ki:
20/Taha/61_…….YAZIKLAR OLSUN SİZLERE. ALLAH’A YALAN İFTİRA ATMAYIN. SONRA BİR AZAP İLE KÖKÜNÜZÜ KESER. GERÇEKTEN İFTİRA EDEN HER ŞEYDEN MAHRUM OLUR.
Sihirbazlar bu sözleri mühimsemez ve Musa’ya:
20/Taha/65_..EY MUSA, YA SEN AT, YAHUT TA İLK ATAN BİZ OLALIM.
Derler. Musa da onlara:
20/Taha/66_HAYDİ SİZ ATIN DEDİ. BİR DE NE GÖRSÜN, ONLARIN İPLERİ VE DEĞNEKLERİ SİHİR YAPTIKLARINDAN ONA CİDDEN KOŞUYORLARMIŞ HAYALİNİ VERDİ.
20/Taha/67 _BİRDENBİRE MUSA İÇİNDE KORKU HİSSETTİ.
20/Taha/68_BUNUN ÜZERİNE DEDİK Kİ:KORKMA ÇÜNKİ ÜSTÜN GELECEK MUHAKKAK SENSİN.
–
–
20/Taha/69_VE ELİNDEKİNİ BIRAKIVER. O ONLARIN YAPTIKLARINI YAKALAYIP YUTAR. ÇÜNKİ ONLARIN YAPTILARI SADECE BİR SİHİRBAZ HİLESİDİR. SİHİRBAZ İSE NERDE OLSA FELAH BULMAZ.
Allahın bu şekilde kuvvet vermesi ile kuvvetlenen Musa sihirbazlara der ki:
10/Yunus/81_……….BU SİZİN YAPTIĞINIZ ŞEY SİHİRDİR. ALLAH ONU MUHAKKAK Kİ İPTAL EDECEKTİR. ŞÜPHE YOK Kİ ALLAH MÜFSİTLERİN İŞLERİNİ BOZAR.
Ve Musa asasını yere bırakır.
7/Araf/117_BİZ DE MUSA’ YA ASANI BIRAK DİYE VAHYETTİK. BİR DE BAKTILAR Kİ ASA ONLARIN BÜTÜN UYDURDUKLARINI YAKALAYIP YUTUYOR.
7/Araf/118_ARTIK HAK MEYDANA ÇIKMIŞ VE ONLARIN BÜTÜN YAPTILARI BOŞA GİTMİŞTİ.
7/Araf/119_ORADA MAĞLUP OLMUŞ VE KÜÇÜK DÜŞMÜŞLERDİ.
7/Araf/120_SİHİRBAZLAR HEP BİRDEN SECDEYE KAPANDILAR.
7/Araf/121_SİHİRBAZLAR DEDİLER Kİ:ALEMLERİN RABBİNE İMAN ETTİK.
7/Araf/122_MUSA İLE HARUN’UN RABB’İNE.
Görüyoruz ki sihirbazlar olayın ciddiyetini anlamış bulunmakta. Büyücü olmak demek, Allahın yarattığı cin toplumu ile ilişkili olmak demektir. Yani onlar ilmi kötüye kullanan kişilerdir. Kendi menfaatlerini kollarlar, ilimlerinden para kazanırlar. Ama neticede o büyük kuvveti bilirler, lakin menfaatleri üstün geldiğinden şirke girerler. Ama bu olayda Allah’ın Resulleri karşısında olduklarını anladılar ve iman ettiler.
7/Araf/123_FİRAVUN DEDİ: BEN İZİN VERMEDEN İMAN ETTİNİZ HA! ŞÜPHESİZ BU BİR HİLEDİR. BU HİLEYİ SİZ ŞEHİRDE KURMUŞSUNUZ. YERLİ HALKI ORADAN ÇIKARMAK İSTİYORSUNUZ……………………..
26/Şuara/49_…………..ANLAŞILDI Kİ O SİZE BÜYÜCÜLÜĞÜ ÖĞRETEN BÜYÜĞÜNÜZMÜŞ. O HALDE YAKINDA MUTLAKA BİLECEKSİNİZ. MUHAKKAK ELLERİNİZİ VE AYAKLARINIZI ÇAPRAZLAMA KESTİRECEĞİM. HEM MUHAKKAK HEPİNİZİ ÇARMIHA GERDİRECEĞİM.
Firavun da olayın ciddiyetini kavramıştır. Hakimiyeti ele almaya çalışır. İman etmenin bile ancak onun izni ile olabileceğini onlara bildirir. Eğer iman etmişlerse bunun iman olmayıp ancak Musa ile işbirliği yaparak bir komplo hazırladıkları suçlamasına yönlenir. Bu suçun cezasının çok feci olacağını onlara bildirir. Ama büyücülerin cevabı Firavun’a adeta bir tokattır.
20/Taha/72_SİHİRBAZLAR DEDİLER:ELBETTE BİZE GELEN BU AÇIK MUCİZELERE VE BİZİ YARATANA KARŞI SENİ TERCİH EDEMEYİZ. ARTIK NEYE HÜKMÜN GEÇERSE NE YAPABİLİRSEN YAP. SENİN OLSA OLSA BU DÜNYAYA HÜKMÜN GEÇER.
20/Taha/73_DOĞRUSU BİZ GÜNAHLARIMIZA VE BİZİ ZORLADIĞIN SİHİRDEN DOLAYI BİZE MAĞFİRET ETSİN DİYE RABBİMİZE İMAN ETTİK. ALLAH HEM DAHA HAYIRLI HEM BAKİDİR.
7/Araf/125_…..ŞÜPHESİZ RABBİMİZE DÖNECEĞİZ.
7/Araf/126_ SENİN BİZE KIZMAN DA SIRF RABBİMİZİN AYETLERİ GELİNCE ONLARA İMAN ETMEMİZDENDİR.
–
–
EY RABBİMİZ ÜZERİMİZE SABIR YAĞDIR VE CANIMIZI MÜSLÜMAN OLARAK AL.
Musa’yı rezil etmek için kendilerine güvenilen sihirbazların hiçbir şekilde yalan söylemedikleri, Musa’ya tam olarak inandıklarını açıkça ortaya koyan bu olay ile tüm Mısır halkına hakikat ulaştırılmış oluyordu. Bu son derece ciddi bir durumdu. Artık Allah’ın tebliğini yapan Musa ile Harun’un gücü bütün halk tarafından anlaşılmıştı.
Zecri tedbirler almak söz konusu idi. Halkın gözü önünde Firavun rezil olmuştu. Ve dedi ki:
40/Mümin/26_BIRAKIN BENİ ! MUSA’YI ÖLDÜREYİM DE O RABBİNE DUA ETSİN. ZİRA BEN ONU SİZİN DİNİNİZİ DEĞİŞTİRMESİNDEN VEYA BU TOPRAKLARDA FESAT ÇIKARMASINDAN KORKUYORUM.
40/Mümin/27_MUSA DA ŞÖYLE DEDİ: BEN HESAP GÜNÜNE İNANMAYAN HER KİBİRLİDEN , BENİM DE SİZİN DE RABBİNİZ OLAN ALLAH’A SIGINIRIM.
Evet halkın önünde, firavunun ölüm emrinden korkmayan, müslüman olarak ölmek isteyen büyücüler, ölümü hiçe sayan hiç kimseden korkmayan yalnız Allah’a sığınan Resuller. Bunun yanında Musa’nın ölümünün istenmesi ile en azından Harun’un amcası olarak karşı koymayarak, menfaatini kollamak uğruna sesini çıkarmayan Karun.
Artık ortalık karışmıştı ve Musa Allah’tan yardım istedi.
–
–
2- İKİNCİ MUCİZE : TUFAN, KURBAĞA, ÇEKİRGE, SÜNE, KAN….(BİRBİRİNE BAĞLI MUCİZELER)
10/YUNUS/88_MUSA DEDİ: “EY RAB, SEN FİRAVUN VE CEMİYETİNE DÜNYA HAYATINDA BİR ZİYNET VE NİCE NİCE MALLAR VERDİN. YOLUNDAN SAPTIRSINLAR DİYE Mİ RABB’İM! RABB’İMİZ ONLARIN MALLARINI SİL SÜPÜR.VE KALPLERİNİ ŞİDDETLE SIK. ÇÜNKİ O AZABI GÖRMEDİKÇE İMAN ETMEYECEKLER.
Musa’nın isteği üzerine Allah, “ Asa, Yeddi Beyza” mucizesinden sonra, gerideki kalan 8 mucizeden Tufan bölümünü başlattı.
Şöyle ki Ve Allah der ki:
7/Araf/130_GERÇEKTEN BİZ FİRAVUN AİLESİNİ SENELERCE KITLIK VE GELİR NOKSANLIĞI İÇİNDE TUTUP KIVRANDIRDIK. DÜŞÜNÜR DE İBRET ALIRLAR DİYE.
Senelerce kıtlığa sebep olacak olan ve Allah’ın isimleri ile bildirdiği tabii afetlerin sıra ile işlemesi gerekir. Verilen afetlerden Tufan ilkönce olmalı ki ekinler mahv olsun binalar yıkılsın, mallar ziyan olsun ve ardından Firavun’un baş eğmemesi üzerine diğer ayetler devreye girsin.
–
–
7/Araf/133_BİZ DE KUDRETİMİZİN AYRI AYRI DELİLİ OLARAK BAŞLARINA TUFAN ÇEKİRGE SÜNE KURBAĞA VE KAN GÖNDERDİK. YİNE DE KİBİRLENDİLER. ONLAR ÖYLE MÜCRİM BİR KAVİM İDİLER.
Burada 5 tane verilen kudret delili var. Tufan, çekirge, süne, kurbağa ve kan. Bunların hepsi tufan ile ilintili. Nasıl el ve asa birbirinin tamamlayan ve ispat eden birleşik iki mucize ise, TUFAN da bu olayların bu sıkıntıların hepsini birleştirsin ki bu bitmeyen çilenin sebebi aransın. Yoksa bir tufan olur biter. Ama bitmeyen bir çile dikkat çekicidir. Anlatılmak istenen bir olay vardır. Nasıl Musa’nın asasının dönüştüğü yılan büyücülerinkini yediyse, burada da Allah’ın kudretinde kaçma yolunun yalnız ona itaat olduğunun bilinmesi gerekmektedir Firavun tarafından..
Allah’ın verdiği ilk kudret delilinin tufan olduğunu olayların sırasından anlıyoruz. Şöyle ki: Herkes toplanmış, büyücülerle Musa arasında yarışma yapılmış, büyücüler yenilmiş ve Allah’a iman etmişler, Firavun tarafından da ölüme mahkum edilmişler belki orada çarmıha gerilmişlerdi. İşte o zaman Musa’nın duası üzerine hava tufan hazırlığı yapmaya başlamış herkes kaçışmış, bu arada da bütün debdebesi ile orada olup da Musa ile Harun’un yanında yer almayan Karun da adamları ile sarayına kaçmıştır. Tabii tufanla bentler de yıkılır, evler suların altında kalır, ürünler mahvolur ve bu arada da Karun’un sarayı kendisi ve adamları ile suların altında kalır.
28/Kasas/81_NİHAYET BİZ ONU DA SARAYINI DA YERE GEÇİRDİK. ONA KARŞI YARDIMA GELECEK TARAFTARI DA OLMADI. KENDİSİNİ KURTARACAKLARDAN DA DEĞİLDİ.
28/Kasas/82_DÜN ONUN MEVKİİNİ TEMENNİ EDENLER ERTESİ SABAH ŞÖYLE DİYORLARDI: “VAY DEMEK Kİ ALLAH RIZKI KULLARINDAN DİLEDİĞİNE SERİYOR VEYA KISIYOR. EĞER ALLAH BİZE LÜTFETMESE İDİ BİZİ DE BATIRMIŞTI. VAY, DEMEK Kİ HAKİKAT ŞUDUR: KAFİRLER FELAH BULMAZLAR.
Tufan,yağmur, fırtına durunca Firavun için şimdi Mısır’ın imar durumu vardı. İsrailoğullarını göndermek aklının ucundan bile geçmeyecekti. Şimdi Mısır’da imara ve köle İsrailoğullarına ihtiyaç vardı. Geriden gene bir azap gelebileceğini düşünmüyordu. Musa’nın İsrailoğullarıyla Mısır’dan çıkma teklifine red cevabını verir. Musa da Allah’ın yeni bir azabı ile karşılaşacaklarını söyler. Firavun başlarına ne geleceğini bilmediği için Musa’ya da bir şey yapamıyordu.
KURBAĞA Allah bu defa da Firavun’a ve kavmine, Def’adi (kurbağa) ayetini devreye soktu. Tufanın çekilen sularının birikintilerinden adeta kurbağa fışkırdı. Kurbağalar her tarafı, evleri, odaları, tencereleri, yatakları istila etmişti. Bunlardan kurtulmanın mümkünü yoktu. Hele sesleri, vıraklamaları her halde dayanılır değildi. Tufan bir azaptı, anlamadılar..Madem bu azabı anlamadınız dedi Allah, alın kurbağa
azabını. Firavun ve kavmi gene dize geldi ve Musa’ya gelip dediler ki:
–
–
7/Araf/134_AZAP ÜZERLERİNE ÇÖKÜNCE DEDİLER Kİ: “EY MUSA SANA VERDİĞİ SÖZ HÜRMETİNE BİZİM İÇİN RABB’İNE DUA ET. EĞER BİZDEN BU AZABI KALDIRACAK OLURSAN YEMİN EDERİZ Kİ SANA İMAN EDECEĞİZ VE İSRAİLOĞULLARINI SENİNLE MUTLAK GÖNDERECEĞİZ.
7/Araf/135_NE ZAMAN Kİ ERİŞECEKLERİ BİR SÜREYE KADAR AZABI ONLARDAN KALDIRDIK DERHAL YEMİNLERİNİ BOZDULAR.
İşte Firavun ve etrafı buydu. Her zaman nankördüler. Tabii ki kurbağalar ortadan kalktıktan sonra gene sözlerini bozdular
ÇEKİRGE
Ama bu arada da gene Musa’ya el uzatamıyorlardı ve bu arada İsrail oğullarına Allah tarafından şu emir gelmişti.
10/Yunus/87_BİZ MUSA’YA VE KARDEŞİNE ŞÖYLE VAHYETTİK. KAVMİNİZ İÇİN MISIR’DA BİRTAKIM EVLER HAZIRLAYIN VE EVLERİNİZİ NAMAZGAH YAPIN. NAMAZ KILIN. HEM DE MÜMİNLERİ MÜJDELE.
Bu ayetle Allah uzun bir mücadele devri olacağını bildiriyor ve bu arada da imanlarının tam yerleşmesi için evleri mescidler olarak kullandırıp ve evlerde namazın kılınmasını istiyor.Çünkü muhakkak ki Firavun bir şekilde onları içten yıkmak için onları baskı altında tutuyor. Kimisini maddesel kandırarak kimini daha çok çalıştırarak bıktırma politikası uyguluyordu. Allah da İsrail oğullarına imanını yerleştirme ve kendisine dayananın korkmaması gerektiğini bildiriyor.
İsrail oğulları bu şekilde örgütlenirken Mısır’lılar da tufandan sonra ektikleri topraktan, bol sulanmaktan dolayı zengin çıkacak ürünün sevincinde idiler. Kurbağa da yoktu…
Bu mahsul devşirileceği zaman Musa Firavun’dan gene Mısır’dan kavmini çıkarma izni istedi. Bu bereket karşısında diklenen Firavun gene izin vermedi. O zaman Musa gene onları Allah’tan gelecek olan azap ile korkuttu.
Ve Allah onların biçilecek olan ürününün üzerine çekirge sürülerini gönderdi. Mısır bu sefer kurbağa yerine çekirge ile doldu. Topraktaki ekin bitti ama bu çekirgeler çekilmezse hiçbir şey kalmayacak artı ikinci bir ekim fırsatı bile doğmayacaktı. Bu tam bir açlık olacağından gene Firavun ve etrafı pes etti. İsrail oğullarının Musa nezaretinde Mısır’dan çıkmasına Firavun gene izin verdi. Çekirgeler Musa’nın duası üzerine çekildiler. Firavun da ferahladı, bir beladan daha kurtulmuştu, tabii ki sözünü bozmasının da zamanı gelmişti….
–
–
KUMMEL :SÜNE
Gene ekinler ekildi. Ekinleri biçme zamanı gelince Musa gene kavmi ile Mısır’dan çıkma izni istedi. Firavun gene reddetti. Musa onları yeni bir azap ile korkuttu. Ve ekinlere Kummel musallat oldu. Kummel kelime manası olarak buğdaydan çıkan güve olarak manalandırılıyorsa bu bildiğimiz Süne oluyor. Süne de buğdayı yer bitirir.
Süne mücadelesi çok zorlu bir olaydır. Ekinlerinin süne tarafından yenip bitirildiklerini gören Firavun gene Musa’dan yardım istedi. Onların gene Mısır’dan çıkmalarına izin vereceklerini söyledi. Musa tabii ki bu söz üzerine Allah’a dua etti. Süneler ekinleri terketti. Ama süneler gidince Firavun sözünü gene bozdu.
Bu bitmeyen bir senfoni gibi idi. Her ekim zamanı ek, söz ver, vaz geç. Bu sefer Allah kan ayetini devreye soktu.
KAN
Mısır’ın bütün suları nehir dahil kan olmuştu. Bu bir azaptı. Nasıl tufan, çekirge, süne, her tarafa azap olarak geldi ise kan da Mısır’ın tüm sularına gelmiş olsun ki bu bir azap olsun.
İsrail oğullarının bu afetten korunabilmesi ve susuzluğa dayanamayacak kesimin Mısır’lılar olması lazım ki, Mısır’lılar İsrail oğullarına Mısır’dan gitme izni versinler. Demek ki İsrail oğullarının kuyuları temiz su olarak kalıyor, Mısır’lılar el koyunca kan oluyor, onlar çekilince gene temiz su oluyor. Bunu net olarak anlıyoruz. Nitekim insanın susuzluğa dayanabileceği süre dolmaya başlayınca Firavun pes etti.. İsrail oğullarının Mısır’dan gitmesine izin verdi.
Ne zaman Mısır’ın kanlı suları su halini aldı, onlar sularını içtiler, yıkandılar kendilerine geldiler..İşte o zaman aynı nankör kişiler oldular. Musa’ya Mısır’dan çıkma sözü vermiş olan olan Firavun Ramses işin ciddiyetini anlayıp sözünde duracak gibi oldu ki, onu tahrik edecek şu sözleri söylediler.
7/127_FİRAVUN KAVMİNİN İLERİ GELENLERİ DEDİLER Kİ: “SENİ VE İLAHLARINI TERKETSİNLER DE YERYÜZÜNDE FESAT ÇIKARSINLAR DİYE Mİ MUSA’YI VE KAVMİNİ BIRAKACAKSIN?.
Musa bu sefer Allah’ın ona verdiği dokuz mucizenin üçüncüsüne geçerek Firavun’a bir teklif getirdi.
–
–
3- ÜÇÜNCÜ MUCİZE: NİL NEHRİNİN TERS AKMASI:
Musa, kendisinin Allah’ın izni ile Nil nehrini tersine akıtabileceğini, Firavun’a eğer ilahsa onun akıtması teklifini getirdi. Kendisi akıtırsa kavmi ile Mısır’dan çıkmasına izin verilip verilmeyeceğini sordu.
Firavun da ilahlığını koyma mecburiyetinde idi. Yoksa Musa’nın Allah’ının üstün olduğunu kabul etmesi lazım gelirdi. Bu teklife, “ Ben de yapabilirim.”cevabını verdi. O zaman bu iş bir yarışma haline döndü. Böyle bir olay tabii ki gene sihirbazların toplanıp da Musa ile bir yarışma yaptıkları zamanki gibi halkın gözü önünde cereyan etmeliydi.
Belli bir gün, belli bir zaman kararlaştırıldı.Yarışmanın olacağı günün gecesi Musa Allah’ın bu mucizeyi zaten kendisine vereceğine inandığı için huzur içinde uyudu. Halbuki Allah her zaman herkesin gevşememesini, Allah’dan yardım istenmesini istemiştir.
–
–
3/Al-iİmran/139-GEVŞEMEYİN, TASALANMAYIN. EĞER İNANIYORSANIZ ÜSTÜN OLAN SİZSİNİZ.
Gevşemeyin derken nasıl olsa Allah yardım eder demeyin…Allah’la mesaide bulunun, isteyin duanızı edin diyor Allah. Tasalanmayın derken de Allah’dan yardım ümidini daima diri tutun inanıyorsanız diyor Allah.
Firavun ise Allah’ı bilmiyor değildi. Sırf kendi ilahlık payesinin gideceğinden korktuğu için Allah’ı inkar ediyordu. Kendi gücü gidecekti. Bunun böyle olduğunu Musa’nın şu sözlerinden de anlıyoruz.
17/İsra/102-MUSA DEDİ: “PEK ALA BİLİRSİN Kİ BU MUCİZELERİ BİRER İBRET OLSUN DİYE GÖKLERİN VE YERİN RABB’İNDEN BAŞKASI İNDİRMEMİŞTİR. BEN DE EY FİRAVUN SENİ HELAK OLMUŞ GÖRÜYORUM.
Musa’nın da dediği gibi Firavun bu gücü biliyordu. Onun için o gece Musa güvenle uyurken o hep Allah’a yalvardı. Allah da ona bir şans verdi. O mucizeyi Firavun’a verdi.
79/Naziat/20_O BÜYÜK MUCİZEYİ DE GÖSTERDİ.
Nil nehri tersine akmaya başlamıştı. Allah o büyük mucizeyi bütün gece kendisine yalvaran Firavun’a vermişti. Firavun bunu görünce keşke Allah’a inandım deseydi ya!
79/Naziat/21_FAKAT O YALANLADI, İSYAN ETTİ
79/Naziat/ 22_SONRA GERİ DÖNÜP KOŞTU.
79/Naziat/ 23_DERKEN ADAMLARINI TOPLADI DA BAĞIRDI,
79/Naziat/ 24_EN YÜKSEK RABB’İNİZ BENİM DEDİ.
43/Zuhruf/51_FİRAVUN KAVMİ İÇİNDE BAĞIRARAK ŞÖYLE DEDİ:EY KAVMİM,MISIR MÜLKÜ VE ŞU AYAĞIMIN ALTINDAN AKAN NEHİRLER BENİM DEĞİL Mİ? ARTIK GÖRMÜYOR MUSUNUZ?
Evet Firavun’un isteği üzerine Nil’in akıntısı ters dönmüş, Firavun işte akan nehirler benim, artık görün, en yüksek Rabb’iniz benim diyor ve artık Musa’yı yenmiş muzaffer bir halde onu küçümseyen lafları sıralıyor:
43/Zuhruf/51_YOKSA BEN ŞUNDAN DAHA HAYIRLI DEĞİL MİYİM? O HEM HAKİR HEM DE MERAMINI ANLATAMIYOR.
43/Zuhruf/52_MADEM DOĞRU SÖYLÜYOR, ÜZERİNE GÖKTEN ALTIN BİLEZİKLER ATILMALI DEĞİL MİYDİ? YAHUT YANINDA MELEKLER DİZİLMELİ DEĞİL MİYDİ?
Sonra da Musa’ya inananları dağıtma işine girişip Haman’a şu emri veriyor.
28/Kasas/38_…..EY İLERİ GELENLER, SİZİN İÇİN BENDEN BAŞKA İLAH BİLMİYORUM. EY HAMAN , HAYDİ BENİM İÇİN ÇAMURA BİR ATEŞ YAK TA , TUĞLA PİŞİR , KULE YAP. BELKİ MUSA’NIN İLAHININ SIRRINA ERERİM. DOĞRUSU BEN ONU YALANCILARDAN SANIYORUM.
Böylelikle Firavun şiddetini de gösteriyordu. Bu emir İsrail oğullarının köleliğe daha çok bir batışı ve onların bu kuleyi yapmak için eskisinden daha çok tuğla yapıp, daha çok çalışmalarıydı. Aynı zamanda Musa ve Allah’ı ile alay edişti. Amaç belli idi. İsrail oğulları hem Musa’ya inançlarını yitirecekler hem Musa’ya isyan edecekler ve Firavun’un himmetine muhtaç olacaklardı. Nil gene normal akışına dönmüştü aynı firavun gibi….
–
–
4- DÖRDÜNCÜ MUCİZE: MISIR’LILARIN ÇOCUKLARININ ÖLÜMÜ.
Firavun Musa’dan ve bütün bu olanlardan, tahriklerden o kadar sinirlenmişti ki bu sefer onları salıvermediği gibi, verdiği emir, baba yadigari olan şu emirdi.
7/Araf/127_………………………..FİRAVUN DA DEDİ Kİ: “OĞULLARINI KATLECEĞİZ VE KADINLARINI SAĞ BIRAKACAĞIZ. ONLARIN ÜZERİNDE MUTLAK HAKİM VE KAHREDİCİYİZ.
–
–
Aynı manada diğer ayet:
40/Mümin/25_MUSA KENDİLERİNE TARAFIMIZDAN HAKKI GETİRİVERİNCE DE ŞÖYLE DEDİLER: “ONUNLA BERABER, İMAN EDENLERİN OĞULLARINI KATLECEĞİZ ,KADINLARINI SAĞ BIRAKIN. FAKAT O KAFİRLERİN TUZAĞI HEP BOŞA GİDER.
Bu iki ayette de öldürme işini bildirmek için kelime olarak Katl kelimesi kullanılmakta. Bu öldürme işinin şekli ne olursa olsun, yeter ki öldürülsün demek!. Bu iki ayetin Musa zamanında olduğu zaten ayetten belli Katl kelimesinin yerine Zebh kelimesi kullanılmamakta. Zebh kelimesi açma yarma manasında idi. 1. Seth zamanında yeni doğmuş bebeler bir bıçakla yarılıp öldürülürdü. Şimdi istenen ölümlerde ise ölüm şekli önemli değil, ölmeleri önemli. Bu kişilerin yaşları da önemli değil. Demek ki, bu Musa zamanındaki gibi bir sene sürecek bir olay değil. Bu bir gece. Demek ki iman edenlerin oğulları öldürülecek derken burada kastedilen çocuklar küçük veya büyük oğullar. Kişinin ilk oğlu denir ki…olması mantık dışı değil. Muhakkak öldürülecek olan oğullar ilk oğullar. Çünkü 5 oğul varsa beşini de öldürmek kölelerden mahrum kalmak demek. “Başla bir kere öldürmeye, zaten sindirirsin onları” mantığı daha normal.
Firavun artık oyununu ölümüne oynuyor. Ama artık bu onun Allah tarafında verilen son hakkı. Bu emrin olduğu mukakkak ki, Allah’ın Musa’ya verdiği 4. ayet hazırlanıyor. Şöyle ki:
İstenilen çocuk ölümlerinin onlara geri dönmesi ile, o gece kendi dertlerine düşüp İsrail oğullarının Mısır’dan çıkmalarına engel olamıyacaklar. İşte Allah’ın verdiği 4. ayet buydu.
26/Şuara/52_HEM MUSA’YA, KULLARIMI GECE YOLA ÇIKAR. ÇÜNKÜ TAKİP OLUNACAKSINIZ, DİYE VAHİY ETTİK.
Diyen Allah suların kan halinden kurtulup eski haline dönmesinden sonra Firavun’un gene sözünden döneceğini biliyor. O müthiş katl olayının geleceğini de biliyor. Bu emrin herkesin evde olacağı gece zamanında olacağını da biliyor. Ve böylece olayı onlara döndürüp, Mısır’lılar evlerinde ölen kendi çocuklarının acısı ve telaşı içindeyken İsrail oğullarının Mısır’dan çıkmasını kolaylaştırıyor. Artık Musa’nın kavminin Mısır’dan çıkışı olayına geçelim……
İSRAİL OĞULLARI’NIN MISIR’DAN ÇIKIŞI.
Mısır’lılara ait olan her evde o gece ölüm kol gezerken, İsrail oğullarını çıkış için teşkilandıran Musa ve Harun onları kolay bir şekilde Mısır’dan çıkardılar. İsrail oğulları taşıyabilecekleri ağırlıkları ve hayvanları ve de arabaları ile su gibi Mısır’ın dışına Musa’nın onları götürdüğü yola aktılar.
Sabah olunca verdiği emirle İsrail oğullarının erkek çocuklarının değil de kendilerinin oğullarının öldüğünü gören ve onların Mısır’dan çıktıklarını öğrenen Firavun çılgına döndü.
Bunun ne kadar büyük bir ikaz olduğunu gene anlamadı da gene Allah ile mücadeleye girdi. Savaşacak yaştaki erkek çocukları da ölen Mısır’lıların asker nüfusu azalmıştı. Bu yüzden Firavun ertesi gün diğer şehirlerden asker toplama işine girişir.
26/Şuara/53_FİRAVUN DA ŞEHİRLERE ASKER TOPLAMA İŞİNE GİRİŞTİ (VE ŞÖYLE DEDİ.)
26/Şuara/54_ŞÜPHE YOK Kİ BUNLAR PEK AZ BİR TOPLULUKTUR.
26/Şuara/55_FAKAT ONLAR BİZİ KIZDIRIYORLAR.
26/Şuara/56_BİZ İSE ELBET İHTİYATLI, UYANIK BİR TOPLULUĞUZ.
Diyerek Musa’nın ve İsrail oğullarının peşine düşer. Firavun’un askerleri arabalı ve atlı, İsrail oğulları ise yayadır.
–
–
5- BEŞİNCİ MUCİZE: DENİZİN YARILMASI.
Gidilecek yol Musa için ne kadar belli ise, Firavun için de o kadar bellidir. Musa’nın en az 8 veya 10 sene, içinde Şuayip olarak yaşadığı, orada evlenip çocuk sahibi olduğu, içinde karısı Safura’nın akrabalarının ve dostlarının yaşadığı Medyen. Medyen Mısır’ın doğusunda, Sina çölünün ardında, günümüzde Ürdün’ün güney ucuna denk gelmektedir. Allah Musa’ya kolay olan gereken yolu bildirmiştir. Oraya korkmadan gidebilmesi için gereken bilgiyi ve de garantiyi vermiştir Şöyle ki:
20/Taha/77_GERÇEKTEN BİZ MUSA’YA ŞÖYLE VAHYETTİK: “KULLARIMLA, YETİŞİLMEKTEN KORKMAKSIZIN VE DENİZE BATMAKTAN PERVA ETMEKSİZİN GECELEYİN YÜRÜ DE ONLARA DENİZDE KURU BİR YOL AÇ.”
Bu yolda denizden geçeceğini ve denizin de kuru olacağını Allah Musa’ya bildiriyor. Şehirden geceleyin çıkarak Medyen yolunda ilerleyen İsrail oğulları Kızıldeniz’in kenarına vardıkları sırada Firavun ve askerleri onlara yetişir. Firavun’dan kurtulduklarını sandıkları zamanda Firavun onlara yetişmiş, bir tarafta Firavun bir tarafta da deniz vardır. Kuran bu anı şöyle anlatır:
26/Şuara/61_VAKTA Kİ İKİ TOPLULUK BİRBİRİNİ GÖRDÜ. MUSA’NIN ARKADAŞLARI MUHAKKAK YAKALANDIK DEDİLER.
26/Şuara/62_MUSA: “HAYIR ASLA . RABBİM MUHAKKAK BENİMLEDİR. BANA YOLUNU GÖSTERECEKTİR .”DEDİ
26/Şuara/63_BUNUN ÜZERİNE MUSA’YA: “ASAN İLE DENİZE VUR DİYE VAHYETTİK. VURUNCA DERHAL DENİZ YARILIVERDİ . HER PARÇASI KOCA BİR DAĞ GİBİYDİ.
Musa’nın rehberliğinde İsrail oğulları iki yanda birer dağ gibi yükselen suların arasından, kuru bir yol haline gelen bu yoldan, Allah’ı anarak yürüdüler. Bu olayı gören Firavun ve askerleri dehşet içinde kala kaldılar. İsrail oğullarının başına ne gelecek diye olayı takip etmeye başladılar. Ne zaman ki onların başına bir şey gelmediğini gördüler, onlar oradan çıkıp kurtulmadan, onlar da İsrail oğullarının peşinden açılmış olan bu yola girdiler. Bu olayla ilgili ayetler şunlardır:
20/Taha/78_DERKEN FİRAVUN ORDULARIYLA ONLARI TAKİP ETTİ. KENDİLERİNİ DE DERYADAN SARAN SARIVERDİ.
10/Yunus/90_DERKEN İSRAİL OĞULLARINI DENİZDEN GEÇİRDİK, ASKERLERİ İLE TAKİP VE TAARRUZ İÇİN FİRAVUN ARKALARINA DÜŞTÜ………..
İsrail oğulları denizden çıktıkları anda Allah’ın vahyi üzerine Musa tekrar asasını denize vurdu, iki yanda dağ gibi duran sular kapanıverdi. Deniz kapanırken Firavun kendi kendini kınayıcılardandı ama Allah artık onu affetmedi.
10/Yunus/90_DERKEN İSRAİL OĞULLARINI DENİZDEN GEÇİRDİK. ASKERLERİ İLE TAKİP VE TAARRUZ İÇİN FİRAVUN DERHAL ARKALARINA DÜŞTÜ. NİHAYET SUDA BOĞULMAYA BAŞLAYINCA : “ İNANDIM. GERÇEKTEN İSRAİL OĞULLARININ İMAN ETTİĞİNDEN BAŞKA TANRI YOK. BEN DE ONA TESLİM OLANLARDANIM.”DEDİ.
10/Yunus/91_ŞİMDİ Mİ İMAN EDİYORSUN. HALBUKİ BUNDAN EVVEL İSYAN ETMİŞTİN VE MÜFSİTLERDEN OLMUŞTUN.
10/Yunus/92_BİZ DE SENİ BU GÜN CANSIZ BİR BEDEN OLARAK BIRAKACAĞIZ DA ARKANDA GELECEKLERE BİR İBRET OLASIN……….
Firavun, ordusu, her şey bir anda bitmişti. İsrail oğulları şaşkın, yorgun, bitik ama hürdüler. Başlarındaki kurtarıcı ile Medyen’e doğru yollarına devam edeceklerdi.
–
–
6- ALTINCI MUCİZE: KAYADAN 12 PINAR ÇIKMASI, MEN VE SELVA ve BULUTUN GÖLGESİ.
Allah Medyen’e varmadan Musa ile görüşeceğini Musa’ya
bildirdi. AYETİ:
7/Araf/142_BİR DE MUSA’YA OTUZ GECEYE VAAT ETTİK……..
Allah Musa’ya otuz gece beraber olacağı müjdesini verdi. Musa dağa gideceği zaman, Allah İsrailoğulları’na kavminin su, yiyecek ve gölgelik ihtiyacını verdi. Ayetimizi yazalım:
7/Araf/160_BİZ ONLARI ONİKİ KABİLEYE, O KADAR ÜMMETE AYIRDIK. VE KAVMİ KENDİSİNDEN SU İSTEDİĞİ ZAMAN , MUSA’YA ASAN İLE TAŞA VUR DİYE VAHYETTİK. O TAŞTAN ONİKİ PINAR AKMAYA BAŞLADI. HALKIN HER KISMI SU ALACAĞI YERİ ÖĞRENDİ. BULUTU DA ÜZERLERİNE GÖLGELİK ÇEKTİK. ONLARA (MEN VE SELVA) SİZE RIZK OLARAK İNDİRDİĞİMİZ NİMETLERİN TEMİZLERİNDEN YİYİN.DEDİK……….
Burada, 12 kabileye ayırdık derken bunların başlarında muhakkak ki onların saydıkları ve inançlı kişiler vardı. Musa dağa çıktığı zaman da, Allah İsrailoğullarına mucizeleri ile koruma altında olsunlar diye su ve yiyecek veriyor, üzerlerine de bulutu gölgelik olarak veriyor.
–
–
7- YEDİNCİ MUCİZE: TEVRAT’IN LEVHALARIN VERİLMESİ.
Allah’ın emri ile dağa çıkan Musa’ya verilen 30 gün içinde, Allah Musa’ya levhalara yazılmış emirlerini verir.
7/Araf/144_ALLAH BUYURDU: “EY MUSA, RİSALETLERİMLE, KELAMIMLA SENİ İNSANLARIN ÜZERİNE SEÇTİM. ŞİMDİ ŞU SANA VERDİĞİMİ AL VE ŞÜKREDENLERDEN OL.
7/Araf/145_VE ONUN İÇİN O LEVHALARDA HER ŞEYDEN, NASİHAT VE HÜKÜMLERİN TAFSİLATINA DAİR HER ŞEYİ YAZDIK. DEDİK:Kİ HAYDİ BUNLARI KUVVETLE TUT. KAVMİNE DE EMRET.ONLAR DA EN GÜZELİNİ TUTSUNLAR.
Allah Musa’ya üstünde emirleri yazılmış olan levhaları veriyor. Bu levhalara Allah şu ayette Tevrat demektedir. .
5/MAIDE/46-“SONRA ONLARIN IZINDEN MERYEM OĞLU İSA’YI, ÖNÜNDEKI TEVRAT’I TASDIK ETSIN DIYE GÖNDERDIK. ONA DA IÇINDE BIR HIDAYET VE NUR OLAN İNCIL’I, ÖNÜNDEKI TEVRATI TASDIK ETSIN, KORUNANLAR IÇIN BIR HIDAYET VE ÖĞÜT OLSUN DIYE VERDIK.”
İncilin önündeki Tevrat? Yani levhalar. Dağda Allah’ın ne şekilde ve neyle yazıldığını bilmediğimiz mucize levhalar… Kuranı kerimde tevratın indirildiğini “İÇINDE HIDAYET VE NUR OLAN TEVRAT’I BIZ INDIRDIK”(MAIDE 5/44) ayetinden anlıyoruz.
Tevrat, levhalar ve Kitap. Üçü de aynı şey. Levhaların Tevrat olduğunu anladık. Kitabın da levhalar olduğunu söylüyoruz. Çünkü Kitap kelimesinin kökeni arapçadır.Yazmak anlamına gelen ke-te-be den gelir. Allah aşağıdaki ayette Musa’ya kitap verdiğini söylerken yazılı olan levhaları kastetmektedir.
2/BAKARA/53-VE BİR VAKİT MUSAYA O KİTABI VE FÜRKANI VERDİK, GEREKTİ Kİ DOĞRU GİDECEKTİNİZ
Geleneksel görüşte de, Bakara 53.ayette geçen “el kitap” kelimesi için “tevrat”dır denmektedir.
–
–
8- SEKİZİNCİ MUCİZE. DAĞA ÇIKAN 70 KİŞİNİN YILDIRIM VE ZELZELE İLE İMTİHANI VE DAĞIN AŞAĞIDAKİ İSRAİLOĞULLARININ BAŞLARI ÜSTÜNE KALKMASI.
Allah’ın Musa’ya verdiği 30 gece bitmişti. Yol gösteren emirler, levhalar halinde verilmişti ama Allah İsrailğullarını denemek için, Musa’yı 10 gün daha dağda tuttu.(7/Araf/142)
Nitekim 30 günün sonunda Musa gelmeyince İsrail oğulları çok çabuk bozuldular. Samiri’nin önderliğinde, altından bir buzağı yapıp ona tapmaya başladılar.
7/Araf/148_MUSA’NIN ARKASINDAN KAVMİ, KIYMETLİ SÜS EŞYALARINDAN BÖĞÜREN BİR BUZAĞI HEYKELİ EDİNMİŞLERDİ……………………….
20/Taha/88_DERKEN SAMİRİ ONLARA BÖĞÜREN BİR BUZAĞI HEYKELİ ÇIKARTTI. BUNUN ÜZERİNE SAMİRİ VE AVANESİ ;İŞTE BU SİZİN TANRINIZ VE MUSA’NIN DA TANRISIDIR. FAKAT O BUNU UNUTTU DEDİLER.
20/Taha/90_ANDOLSUN Kİ ÖNCEDEN HARUN ONLARA ; EY KAVMİM, SİZ BUNUNLA ANCAK BİR İMTİHANA TABİİ TUTULDUNUZ. DOĞRUSU SİZİN RABBİNİZ ANCAK RAHMAN’DIR. GELİN BANA UYUN VE EMRİME İTAAT EDİN DEMİŞTİ.
20/Taha/91_ONLAR İSE ŞÖYLE DEDİLER:MUSA BİZE DÖNENE KADAR ONA TAPMAKTAN ASLA AYRILMAYIZ
Evet onlar Harun’u da dinlemediler. Allah’tan onların sapıttığını öğrenen Musa da :
20/Taha/86_…KIZGIN VE KEDERLİ OLARAK KAVMİNE DÖNDÜ.DEDİ: EY KAVMİM RABBİNİZ SİZE GÜZEL BİR VAADDE BULUNMADI MI?YOKSA AYRILIŞIM ÜZERİNDEN SİZCE ÇOK MU ZAMAN GEÇTİ? YAHUT RABBİNİZDEN ÜZERİNİZE BİR GAZAP İNMESİNİ Mİ ARZU ETTİNİZ DE BANA OLAN VAADİNİZDEN DÖNDÜNÜZ.
7/Araf/150_…………….ELİNDEKİ LEVHALARI ATTI VE KARDEŞİ HARUN’U BAŞINDAN TUTARAK KENDİNE DOĞRU ÇEKMEYE BAŞLADI.HARUN DEDİ Kİ: “EY ANAM OĞLU ,İNAN Kİ BU KAVİM BENİ ZAYIF BULDU. AZ DAHA BENİ ÖLDÜRÜYORLARDI. SEN DE BANA BÖYLE YAPARAK DÜŞMANLARI SEVİNDİRME VE BENİ BU ZALİM KAVİM İLE BİR TUTMA.
20/Taha/94_HARUN:EY ANAM OĞLU SAKALIMI BAŞIMI TUTMA, EMİN OL Kİ DEDİĞİME BAKMADIN DA İSRAİLOĞULLARI ARASINA TEFRİKA DÜŞÜRDÜN DERSİN DİYE KORKTUM.
7/Araf/154_MUSA’NIN GAZABI GEÇİNCE LEVHALARI ALDI. ONLARDAKİ YAZIDA,ANCAK RABBİNDEN KORKANLAR İÇİN BİR HİDAYET VE RAHMET VARDI.
7/Araf/151_MUSA DEDİ: RABBİM BENİ VE KARDEŞİMİ AFFET. BİZİ RAHMETİNİN İÇİNE AL. ÇÜNKİ SEN MERHAMET EDENLERİN EN MERHAMETLİSİSİN.
Musa Allah’tan af diledi. Çünkü elinde olan Tevrat levhalarına gereken itinayı göstermeyip, öfkesine yenilip onları atmış ve kendi gibi bir Resul olan kardeşinin saçını sakalını halkın gözü önünde çekmiş, Harun’u küçük düşürmüştü. Harun için de af diledi, çünkü Harun ıslah edici yapısından dolayı bu puta tapma olayının önüne geçememişti.
Samiri için şu ayetler Musa’ya verilir:
20/Taha/97_HAYDİ DEFOL! ÇÜNKİ HAYATIN BOYUNCA SENİN NASİBİN BENİMLE TEMAS ETMEYİN DEMEKTİR. HEM DE SANA ASLA DÖNEMİYECEĞİN BİR CEZA GÜNÜ VARDIR. O BAŞINI BEKLEYİP DURDUĞUN İLAHINA DA BAK. MUHAKKAK BİZ ONU CAYIR CAYIR YAKACAĞIZ. SONRA DA KÜL EDİP MUHAKKAK DERYAYA ATACAĞIZ.
Samirinin yapılmasında önayak olduğu altın buzağı heykeli yok edildikten sonra ve kavim de tevbe ettikten sonra Allah bu tövbeyi sözleşme haline getirmek için Musa’ya vahyetti ki Musa , bunun için de 12 ye ayrılmış olan sıptlardan yetmiş kişi seçti. Allah’ın huzuruna, Tevrat levhalarının verildiği dağa çıktılar.
7/Araf/155_BİR DE MUSA TAYİN ETTİĞİMİZ SÖZLEŞME SÜREMİZ İÇİN KAVMİNDEN YETMİŞ KİŞİ SEÇTİ……
Allah’ın onlara tövbe izni vermesi onlar için bir nimetti ama bu sefer de:
2/Bakara/55_VE BİR VAKİT ; “YA MUSA, BİZ ALLAH’I APAÇIK GÖRMEDİKÇE ASLA SANA İNANMAYACAĞIZ.” DEDİNİZ, BUNUN ÜZERİNE SİZİ, GÖZLERİNİZ BAKIP DURURKEN O YILDIRIM İLE YAKALAYIVERDİ.
Allah onları bu SAİKA, yani yıldırım ile kuşattı. Onlar bu ateşi gördüler. Ve etraf gümbür gümbürdü. Aynı zamanda yer sarsıntısı da oluyordu. Kuran’ın kelimesi ile RECFETÜ. Kuran’da bu olay için iki ayrı kelime kullanıldığına göre hem yıldırımla kuşatılıyorlar hem de zelzele ile sarsılıyorlardı. Tabi ki “aman”dediler. Allah’a sen büyüksün, bizi affet, söz veriyoruz dediler. Buna ait ayet şudur:
2/Bakara/63_BİR VAKİT DE SİZDEN TEVRAT İLE AMEL EDECEĞİNİZE DAİR SAPA SAĞLAM SÖZ ALMIŞTIK,…………
Dehşet dakikaları yaşıyorlardı, söz vermemeleri imkansızdı. Ayrıca Musa dua ediyordu.
7/Araf/155_…..O SARSINTI BUNLARI YAKALADIĞI ZAMAN MUSA DEDİ Kİ: RABBİM DİLESEYDİN ONLARI VE BENİ DAHA ÖNCE HELAK EDERDİN.ŞİMDİ İÇİMİZDEKİ O BEYİNSİZLERİN YAPTIKLARI YÜZÜNDEN Mİ HELAK EDECEKSİN. ONLARIN O DAVRANIŞI SIRF SENİN BİR İMTİHANINDIR. SEN BUNUNLA DİLEDİĞİNİ SAPIKLIKTA BIRAKIR, DİLEDİĞİNİ DE KURTULUŞA ERDİRİRSİN. SEN BİZİM VELİMİZSİN, ARTIK BİZİ BAĞIŞLA, MERHAMET ET, SEN BAĞIŞLAYICILARIN EN HAYIRLISISIN.
Dağdaki bu insanlar bu keşmekeş bu korku içinde iken aşağıdaki insanlar da ayrı korku içinde idiler. Allah çıkılan bu dağı yerinden söktürüp aşağıdaki İsrail oğulları’nın da tepesine kaldırtmış ve yukarıdakilere ve aşağıdakilere gücünü gösterip gereken ikazını yapmıştı…
2/Bakara/63_………………VE DAĞI BAŞINIZA İNDİRECEKMİŞ GİBİ BİR VAZİYETTE ÜSTÜNÜZE KALDIRIP DEMİŞTİK Kİ: VERDİĞİMİZ KİTABI KUVVETLE TUTUN VE İÇİNDEKİLERİ İYİCE BELLEYİP DÜŞÜNÜN. BU SAYEDE BELKİ SAKINIR, KORUNURSUNUZ.
İsrail oğullarına Allah bu şekilde müthiş bir gözdağı verip, onların sözünü aldı. Böylece onlar başlarında Musa, yanlarında Tevrat levhaları, tepelerinde onları güneşten koruyan bulut, onlar için Allah tarafından yiyecek olarak onlara her gün sunulan MEN ve SELVA ile
Musa’nın Şuayip 8 veya 10 sene Jetro’nun damadı olarak yaşamış
olduğu Medyen’e doğru yollarına devam ettiler. Orası Musa’nın bir
zaman için yurdu olmuştu.
–
–
9- DOKUZUNCU MUCİZE: ÖLEN KİŞİNİN DİRİLMESİ.
Medyen’de Şuayp peygamber Musa ve Harun’un yanında yer alsa da, kavmi İsrailoğullarını orada istemedi. Onları kovdular. Allah da onları deprem ile yok etti. Şuayip peygamberin de eklendiği İsrail oğulları yakındaki Eyke kavmine gittiler. Onlar da istemedi. Onlar da gölge günü diye adlandırılan felaket günü ile yok oldular. İsrailoğulları başlarındaki bulutla ve verilen Men ve Selva ile yollarına devam ettiler. Su ihtiyacı belki Musa ile belki bulut ile hallediliyordu, bilmiyoruz ama muhakkak ki yiyeceği ve gölgeyi veren Allah bunu da hallettiriyordu. Fakat bu verilen nimetin kıymetini taktir edemiyen İsrailoğulları söylenmeye başladı. Ayeti yazalım:
2/Bakara/61- VE BİR VAKİT: “ YA MUSA BİZ TEK ÇEŞİT YEMEYE MÜMKÜN DEĞİL DAYANAMIYACAĞIZ. ARTIK BİZİM İÇİN RAB’BİNE DUA ET BİZE YERYÜZÜNDE YETİŞEN ŞEYLERDEN, SEBZESİNDEN, KABAĞINDAN, SARIMSAĞINDAN, MERCİMEĞİNDEN, SOĞANINDAN ÇIKARSIN.” DEDİNİZ DE MUSA DA CEVABEN: “SİZ O DAHA AŞAĞI OLAN BİR ŞEYE, İYİ VE HAYIRLI OLAN BİR NİMETİ DEĞİŞMEK Mİ İSTİYORSUNUZ…ÖYLE İSE HAYDİ BİR KASABAYA İNİN. O VAKİT SİZE İSTEDİĞİNİZ VAR DEDİ……
–
–
Musa’nın hadi diyeceği bir kasaba olmadan istedikleri bir kasabaya giremiyecekleri belliydi. Nihayet Allah’ın izin verdiği bir beldeye geldiler ve peygamberleri şunları dedi:
2/Bakara/58- HANİ, “ŞU MEMLEKETE GİRİN. ORADA DİLEDİĞİNİZ GİBİ, BOL BOL YİYİN. KAPISINDAN EĞİLEREK TEVAZU İLE GİRİN VE “HITTA!” (YA RABBİ, BİZİ AFFET) DEYİN Kİ, BİZ DE SİZİN HATALARINIZI BAĞIŞLAYALIM. İYİLİK EDENLERE İSE DAHA DA FAZLASINI VERECEĞİZ” DEMİŞTİK.
5/Maide/23_ALLAH’TAN KORKANLARDAN VE ALLAH’IN NİMET VERDİKLERİNDEN İKİ KİŞİ DEDİ Kİ: ONLARIN ÜZERİNE KAPIDAN GİRİN. ORAYA GİRDİNİZ Mİ MUHAKKAK GALİPSİNİZ. EĞER MÜMİNLERDEN İSENİZ ALLAH’A DAYANIP GÜVENİN.
Bu nimet verilmiş iki kişinin kimlikleri sonraki ayette bildiriliyor zaten..
5/Maide/25_MUSA DEDİ: EY RAB’BİM, BEN NEFSİMLE KARDEŞİMDEN BAŞKASINA SÖZ GEÇİREMİYORUM. ARTIK BİZİMLE O FASIKLAR KAVMİNİN ARASINI AYIR.
Allah’ın nimet verdiği iki kişi, Musa ile Harun kapılardan girin, korkmayın diyor. Musa’nın kardeşi Harun’un kendisiyle beraber olduğunu söylerken Şuayib’i anmaması Şuayib’in bu yolculukta öldüğünü gösteriyor… Zaten biliyoruz ki Şuayip yaşlı idi. Kendi eceli ile ölmüş olması muhakkak.
2/Bakara/59- DERKEN, ONLARIN İÇİNDEKİ ZALİMLER, SÖZÜ KENDİLERİNE SÖYLENENDEN BAŞKA ŞEKLE SOKTULAR…………….
Allaha teşekkür etme, af dileme manasında olan Hıtta kelimesini değiştirerek buğday manasına gelen Hınta kelimesini koymuşlardı. O memleketin kapısı var. Şükrederek girilirse Allah oradakilerin gönlüne belki sevgi koyup onlara yardım edecek…ama onlar her zaman karşı koyucu..
5/Maide/22_DEDİLER Kİ: EY MUSA ORADA ZORBA BİR KAVİM VAR. ONLAR ORADAN ÇIKMADIKÇA BİZ ORAYA ASLA GİRMEYİZ..ŞAYET ORADAN ÇIKARLARSA BİZ ELBET GİRERİZ.
5/Maide/24_DEDİLER Kİ: EY MUSA ONLAR ORADA BULUNDUKÇA BİZ ORAYA EBEDİYEN GİRMEYİZ. HAYDİ SEN VE RAB’BİN GİDİNİZ DE HARP EDİNİZ. BİZ İŞTE BURDA OTURUCULARIZ.
Bu kadar nankördüler..Bu arada Harun’u öldürüp baştakileri azaltmak istediler ki…..SEN RABBİNLE GİT SAVAŞ diyorlar. Harun hesapta yok. Ayetimizi yazalım.
2/Bakara/72_HANİ SİZ BİR KİMSE ÖLDÜRMÜŞ İDİNİZ DE ONUN KATİLİ HAKKINDA BİRBİRİN59İZLE ATIŞMIŞ, ÜSTÜNÜZDEN ATMIŞDINIZ. HALBUKİ ALLAH SAKLADIĞINIZI ORTAYA ÇIKARACAKTI.
Mısır’da alışmış oldukları ineğe tapmayı defalarla başlatmış olan bir kavim. Musa dağda Allah ile söyleşi halinde iken Samiri ile altından yapılmış olan ineğe tapmışlardı. Şimdi de açıktan yapamadıkları inek heykelinin canlısına gizli gizli tapınmaya başlamışlardı. Onlar dinç sarı bir ineği Rab edinmişlerdi bile. Allah bunu ve cinayeti ortaya şöyle çıkarttı.
2/Bakara/67-BİR VAKİT DE MUSA KAVMİNE :ALLAH SİZE BİR SIĞIR KESMENİZİ EMREDİYOR DEMİŞTİ DE, ONLAR DA SEN BİZİMLE ALAY MI EDİYORSUN DEMİŞLERDİ….MUSA DA BEN İNSANLARLA ALAY EDEN CAHİLLER GRUBUNA DAHİL OLMAKTAN ALLAH’A SIĞINIRIM DEMİŞTİ.
Tabii İsrailoğulları sözüm ona Musa’nın saçmaladığını söylüyorlar ama içlerinden de sığıra tapınma olayının ortaya çıktığını anlıyorlar. Musa’nın ciddiyetini de görünce anlamamış gibi sorulara başlıyorlar.
2/Bakara/68_VE DEDİLER Kİ: RABBİNE BİZİM İÇİN DUA ET, BİZE ONUN NE OLDUĞUNUN İYİCE AÇIKLASIN. MUSA DA :ALLAH BUYURUYOR Kİ O NE PEK YAŞLI NE DE PEK GENÇ,İKİSİ ORTASI BİR SIĞIR OLSUN VE DERHAL EMROLDUĞUNUZ ŞEYİ YERİNE GETİRİN DEDİ.
Musa İsrailoğulları’na taptıkları o sığırın özelliğini söylese de onlar gene anlamamazlığa geliyorlar. Gene diyorlar ki:
2/Bakara/69_BİZİM İÇİN RABBİNE DUA ET DE O SIĞIRIN RENGİ NEDİR BİZE BEYAN BUYURSUN.DEDİLER. MUSA DA :RABBİM BUYURUYOR Kİ O BAKANLARA FERAHLIK VERECEK SAPSARI SEVİMLİ BİR SIĞIRDIR. DEDİ.
Allah onlara sabırla bu işi bildiğini bildiriyor. Onlar gene anlamamazlığa vuruyorlar.
2/Bakara/70_ONLAR YİNE: BİZİM İÇİN RABBİNE DUA ET ,ONUN MAHİYETİNİ BEYAN ETSİN.ÇÜNKÜ BİZDE BİRÇOK SIĞIRLAR BİRBİRİNE BENZER.ALLAH DİLERSE ARADIĞIMIZ SIĞIRI BULURUZ DEDİLER.
2/Bakara/71_MUSA DA: RABBİM ŞÖYLE BUYURUYOR DEDİ.O ,ÖYLE BİR SIĞIR Kİ BOYUNDURUK ALTINDA EZGİN DEĞİL, NE TARLA SÜRER, NE DE EKİN SULAR.HER AYIPTAN SALİM HİÇBİR ALACASI DA YOKTUR. NİHAYET:ŞİMDİ HAKKI SÖYLEDİN VE SIĞIRI KESTİLER. AZ DAHA YAPMIYACAKLARDI.
Evet az daha yapmayacaklardı.Bu sığır onların taptıkları iş gördürmeyecekleri sığırdı. Allah bu sığırı onlara kestirdikten sonra Musa’ya şunları vahyetti:
2/Bakara/73_ONUN İÇİN DEDİK Kİ: O KESİLEN İNEĞİN BİR PARÇASI İLE O ÖLDÜRÜLENE VURUN. İŞTE ALLAH BÖYLECE ÖLÜLERİ DİRİLTİR. SİZE KUDRETİNİ AÇIKLAYAN DELİLLERİNİ BÖYLECE GÖSTERİR Kİ AKLINIZI BAŞINIZA ALASINIZ.
Evet Harun dirilip kendisini öldürenleri gösterdi. Bu büyük bir olaydı. Taptıkları inek Allah tarafından kendilerine öldürtülmüş, öldürdükleri kişi diriltilmiş.
Ortalıkta yalnız ve yalnız Allah hüküm sürmekte ve gökten bir azap gelmekte. Eyke’de o gökten gelen azabı görmüşlerdi. Bu sefer azap onların olduğunu anladılar …..
2/bakara/ 59-………………BİZ DE HAKTAN AYRILMALARI SEBEBİYLE, O ZALİMLERE GÖKTEN BİR AZAP İNDİRDİK.
2/Bakara/61-..……………………. VE ONLAR, ALLAH’TAN BİR GAZABA UĞRADILAR. İŞTE BU, ALLAH’IN ÂYETLERİNİ İNKÂR ETMELERİ VE PEYGAMBERLERİ HAKSIZ YERE ÖLDÜRMELERİNDEN DOLAYIDIR. İŞTE BU (CEZA), ASİ OLUP (İSYAN EDİP), HADDİ AŞMIŞ OLMALARI SEBEBİYLEDİR.
Evet Allah’ın gazabına uğradılar ölüm azabına… Allah’ın ceza olarak onların canını alacağı korkusu ile binlerce kişi buluttan kaçmaya başladı ….Hiç Allah’dan kaçılabilinir mi? İşte ayeti:
2/Bakara/243-BİNLERCE KİŞİNİN ÖLÜM KORKUSUYLA YURTLARINDAN ÇIKTIKLARINI GÖRMEDİN Mİ? ALLAH ONLARA: ‘ÖLÜN’ DEDİ, SONRA DA ONLARI DİRİLTTİ. ŞÜPHESİZ ALLAH, İNSANLARA KARŞI FAZL SAHİBİDİR. ANCAK İNSANLARIN ÇOĞUNLUĞU ŞÜKRETMEZ.
Allah onları tekrar diriltti, fakat onlara kuvvetli bir ceza verdi..…..
–
–
5/Maide/26-ALLAH ŞÖYLE BUYURDU: “ARTIK ORASI, ONLARA KIRK YIL YASAK EDİLDİ. OLDUKLARI YERDE SERSEM SERSEM DÖNÜP DURACAKLARDIR. ARTIK O YOLDAN ÇIKMIŞ TOPLULUĞA ACIMA!”
Kırk yıl. Bir neslin diğer bir nesille yer değişmesine müsaade edecek bir zaman dilimi. Mısır’lıların etkisi ile bozulmuş bir neslin yaşlanması azgınlıklarının azalması veya yok olması ve Allah bilgisi ile donanacak bir neslin onların yerini almasına yetecek bir zaman dilimi. Ama bu yavaş yavaş olacaktı…İsrailoğullarının nesli bu 40 yıl içinde değişecek ama Musa’nın yerini kim alacaktı? Musa da, Harun da yaşlanıyorlardı. İsrailoğulları’nın başına kim geçecekti? Bu veraset yolu ile olamayacağına göre Allah’ın seçtiği kim olacaktı? İşte o mukaddes yer onlara haram kılınıp da, Allah’ın onlara lütfedip verdiği başlarındaki bulut ve onlara verilen men selva yiyecekleri ile İsrailoğulları çölde konaklarken seneler seneler geçti.
Ve en sonunda Musa’ya Allah’tan bir emir geldi. İki denizin birleştiği yere gidecekti. Orası neresi ise Allah belirlemişti. Kavmini Harun’a bırakıp yanına genç hizmetkarını alıp yola çıktı. Yoksa bir peygamber asla kavmini bırakıp kendi keyfince bu yolculuğa çıkamazdı. Musa’nın bu yolculuk için yanına aldığı genç yardımcısının ismini Kuran söylemez. Ama Musa’nın bu uzun yol için yanına aldığı genç muhakkak ki özel kıymetli bir gençtir. Ayrıca bu yolculukta Musa’nın yanına genç bir yardımcı alması Musa’nın yaşlanmış olduğunun delilidir. Yaşlanmıştır ve yerine geçecek kişi Allah tarafından henüz bildirilmemişti.
18/Kefh/60_BİR VAKİT DE MUSA GENÇ ARKADAŞINA : “ DURMAYACAĞIM…..TA İKİ DENİZİN BİRLEŞTİĞİ YERE KADAR VARACAĞIM, YAHUT SENELERCE GİDECEĞİM.”DEMİŞTİ.
18/Kefh/61_BUNUN ÜZERİNE ONLAR DA İKİ DENİZİN BİRLEŞTİĞİ YERE VARINCA BALIKLARINI UNUTTULAR VE O SIRADA BALIK, DENİZDE BİR DELİĞE DOĞRU YOLUNU BULMUŞTU.
Allah’ın bildirmiş olduğu iki denizin birleştiği yere gelmişlerdi. Kendileri de oranın doğru yer olup olmadığını bilmiyorlardı. Yanlarındaki yenecek olan balık, muhakkak bu yolculukta yenilmek üzere tutulmuş bir balıktı. Ama acaip olan o ölü balık iki denizin birleştiği yerde canlanmış ve suya atlıyarak denizde yolunu almıştı. Aranılan kişi Kitaptan ilmi olan kişi o balığın canlandığı yerdedir.
Musa’ya verilen mucizelerin bittiğini görüyoruz. Burada canlanan balığı görmek Musa’nın yanındaki yardımcısına nasip olmuştur. Artık Musa’nın vazifesi genç yardımcısına geçmiştir. Kitaptan ilmi olan kişiyi de bulmuşlardır. O da genç yardımcının yanıbaşında olacaktır. Allah tarafından görevlendirilen bir kişi daima kavminin içinden çıkar. Eğer o kişi dışarıdan gelecekse, onun kefilinin başlarındaki peygamber olması gerekir ki kavmi ona inansın. İnsanoğlunun bu imtihan serüvenü kıyamete kadar sürecektir.
ALLAH’IN HEPİMİZİN REHBERİ OLMASI DİLEĞİYLE…
Yazan: Hakan Coşar & Hale Eralp
–
–