NAMAZDA OKUNACAK EN DEĞERLİ AYETLER /// Say this verses in pray
Namazda okunacak ayetler ve sureler.
When we pray, we should say this verses.
(Below is the article in English.)
Namazda okunacak ayetler ve sureler.
İbadetlerin en güzelinden olan namazı niçin kıldığımızı ve en önemlisi namazın hangi mantıkta kılınması gerektiğini bahsedeceğiz. Namazda okunması gereken ayetleri açıklayacağız.
Hiç şüphesiz ki namaz tüm insanlara farz olan ve önemi çok büyük bir ibadettir. Her Müslüman kulluk vazifesini yerine getirirken namazı da kılmaktadır. Ne mutlu ki bu müminlere ki. Onlar namazlarda Rablerine olan sevgilerini, onun yüceliğini ve bu yücelikten haberdar olduklarını söyler. Bu müminler her rekatta onun kulları olduklarını, onun yasalarına ve emirlerine riayet ettiklerini, ondan başka sığınacak hiçbir şey olmadığını söyler.
Onlar Rablerinden yardım ve merhamet dilerler. şeytanlardan, cinlerden ve her türlü şerden Rablerine sığınırlar. Namaz onların Rableri ile baş başa oldukları yüce bir makam olur.
Rablerinin ne kadar cömert olduğunu, mükafatlarını yine onun vereceğini bilerek, onun Rahmetinden dilerler. Onlar bütün kötülüklerden Rablerine sığınırlar.
O müminler namazda Rablerine en büyük sevgileriyle bağlı olduklarını ve nimetlerden ne büyük mutluluk duyduklarını. Şükürleriyle sunarlar.
İşte sevgili müminler bu kadar önemli bir ibadet olan namazı kılarken müminler bu mantıkla hareket ederler. Ve tüm bu hissettiklerini anlatmak için yüce Kuran’dan aşağıdaki sure ve ayetleri okurlar.
FATİHA SURESİ
1- Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla.
2- Alemlerin Rabbi ( sahibi, yetiştiricisi ) Allah’a hamdolsun.
3- Rahman’dır ve Rahim’dir
4- Din ( ödül, ceza ) gününün sahibidir.
5- ( Ya Rabbi ), ancak sana kulluk ederiz, ancak senden yardım isteriz.
6- Bizi doğru yola ilet.
7- Nimet verdiğin kimselerin yoluna; Kendilerine gazap edilmiş olanların ve sapıkların yoluna değil!
Sevgili ve çok değerli mümin kardeşlerim Fatiha suresi için Kuran’ın tamamına yakını, namazın beyni dersek haddi aştığımızı düşünmez üstelik daha da faziletleri var deriz.
Fatiha’nın kelime anlamı açılabilecek şeylerin ( Kitap, konuşma ) başı anlamına geldiği gibi ilk inen sure oluşu da bu sureye Fatiha denmektedir.
Fatiha suresinin tamamı bir kerede inmiştir. Alak suresinin ilk 5 ayeti ilk inen ayetlerdir ama sürenin tamamı ilk inen sure Fatiha suresidir.
Kuran’ın indirilişindeki ana gaye söyle sıralanabilir.
1- Tevhid
2- Ahiret inancı
3- İyilere ödül
4- Kötülere ceza
5- Allah’ın sınırlarını çiğneyenleri tanıtmak
6- Dünya ve Ahiret yolunu tanıtmak
7- Tevhidin ibadetlerini kalplere menf etmek.
Fatiha suresi yukarıda sayılan maddelerin özetidir. O yüzden Kuran’ın tamamına yakın bir suredir diyebiliriz.
Bu süre ibadet ruhuna en uygun bir süredir vesilesiyle tüm vakit namazlarımızda kısaca tüm namazlarımızda okumamamız gereken bir sure dersek az bile söylemiş oluruz.
İHLAS SURESİ
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla.
1- De ki: O Allah birdir.
2- Allah samed dir. ( Kesin itaat edilen padişah )
3- Doğurmamıştır.
4- Hiçbir şey O’nun dengi olmamıştır.
Şirk ve pislikten temizlenme anlamına gelen İhlas tamamı Allah’a kulluk demektir.
İslam’ın özünü felsefesini çok açık bir şekilde anlatan bu ilahi sure çok faziletlidir. Bu sure için Kuran’ın 1/3 üne eşit desek hatalı konuştuğumuz kanaati oluşmaz. Her namazda mutlaka okunması gereken bu sure aynı zamanda namazın kalbidir.
Peygamberimiz bu ilahi sureyi sevmenin bile insanı Cennete götürebileceğine işaret buyurmuşlardır.
Bu süre ibadet ruhuna en uygun bir süredir vesilesiyle tüm vakit namazlarımızda kısaca tüm namazlarımızda okumamamız gereken bir sure dersek az bile söylemiş oluruz.
FELAK SURESİ
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla
1- De ki: Sığınırım ben, karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran Rabbe;
2- Yarattığı şeylerin şerrinden.
3- Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,
4- Düğümlere üfleyip tüküren büyücü kadınların şerrinden,
5- Ve hased ettiği zaman hasedcinin şerrinden.
Bu ilahi surenin özünü ve adını teşkil eden Felak kelimesinin asıl anlamı yarıp çıkarmaktır.
Felak suresi 1. Ayette
Felak ile gecenin karanlığının yarılması sonucu doğan sabah vakti kastedilmekle birlikte korkuya kapılmak kurtuluş nurunun doğması ve toprağın yarılmasıyla ortaya çıkan ağaçlar, bitkiler, kaynak suları, anne rahminde bebeler. Görünür görünmez tüm canlıların doğumu, ortaya çıkışı da kastedilmiş olup bu ilahi imzaların sahibi Allah’a sığınmamız emredilmiştir.
2. Ayette ise
Allah’ın yarattığı tüm şeylerden gözümüzle görüp göremediğimiz her şey kastedilmiş olup bunların şerrinden Allah’a sığınmamız emredilmiştir.
3. Ayette
Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden kasıt gece karanlığından faydalanarak bize zarar vermeye kalkacak her türlü canlı ve yine gözümüzle göremediğimiz bazı kötü canlılarda bizim için karanlığın şerri demektir.
4. Ayette
Düğümlere üfleyen tüküren büyücü kadınların şerrinden kasıt. Din alimlerinin çeşitli görüşlere ayırmıştır.
İbn Atiyye, güvendiği bir kimsenin kendisine: Birinin Mağrip çölünde ( Büyük Sahra ) kırmızı bir ipe yaptığı düğümlerle deve yavrularının analarını emmelerine engel olduğunu. Hangi yavrudan düğümü çözse onun hemen annesini emmeye başladığını gördüğünü söylediğini nakletmiştir.
Kuran’ın indiği zamanlarda bütün dünya milletlerinde hakim kanaat olduğu üzere Araplarda karanlıktan çekinirdi. Karanlıkta cinlerin ortaya çıkıp insanları çarpacaklarına inanırlardı. Bundan dolayı bir dereye inseler, cin çarpmasından korunmak için o derenin cin liderine sığınır ve bu suretle güven içinde olacaklarını sanarlardı.
Yine Araplar arasında insanı hasta yapmak, ya da onları istedikleri yöne sevk etmek. Onlara zarar vermek amacıyla büyü yapan erkekler ve kadınlar vardı. Bunlar büyü yaparken okuyup üfleyerek düğüm bağlardı. Yine toplum içinde hased eden insanların nazarının değeceğine inanılır ve bunun için çeşitli tılsımlara, hurafe yollarına başvururlardı. İşte bu ayetlerde karanlık işlerden, görünür görünmez varlıkların şerrinden, başkasına değil, sadece Allah’a sığınmak gerektiği vurgulanmaktadır.
Ayetin amacı, gecenin karanlığında cinlerin çarpacağını, yahut büyücülerin insanlara zarar vereceğini, yahut mutlaka göz edeceğini anlatmak değildir. Tek kuvvet ve kudret sahibinin Allah olduğunu. O’na sığındıktan sonra hiç kimsenin ve hiçbir şeyin zarar veremeyeceğini. Başkasına değil, Allah’a sığınmak gerektiğini vurgulamaktadır.
Peygamber bazı hastalıklara bazı ayetler okurdu, özellikle İhlas, Felak ve Nas surelerini okuduğu gibi ağrıyan yere elini koyup yedi kere Allah’ın adıyla, bulduğum ve kurtulmak istediğim ağrıdan Allah’ın izzet ve kudretine sığınırım, derdi.
Hz Aişe de şöyle demiştir. ‘’ peygamber ailesinden birini ( hasta halde ) görünce onu sağ eli ile mesh eder. Allah’ım, ey insanların Rabbi, hastalığı gider, bu kuluna şifa ver, şifa veren sensin. Senin hiçbir hastalık bırakmayan şifandan başka şifa yoktur. ‘’
Peygamber hastaya şöyle dua etmişti: İşaret parmağına tükürüp onu yere değdirmiş ve parmağına bulaşmış toprağı
Alıp hastanın ağrıyan yerine ve yarasına sürmüş veya sürerken. ‘’ Bu yurdumuzun toprağı, birbirimizin ( yani kendisinin ) tükürüğüdür. Rabbimizin izniyle hastamıza şifa bulur.’’
Sıkıntı zamanlarında da : ‘’ Büyük hakim Allah’tan başka tanrı yoktur.’’
Görüldüğü üzere göz değmesi vesair hastalıklar münasebetiyle Allah’ın elçisi dua edip Allah’tan şifa dilemiştir. Ancak dua ederken üflenip üflenmeyeceği konusunda bilginler arasında görüş ayrılığı vardır. Bir kısmına göre peygamber bir ağrı sızı hissettiği zaman Mu’avvizat ı okuyup vücuduna üfler ellerini de bedenine sürerdi. Hz Aişe’den gelen bir rivayete göre okunan duayı bedene üflemek sünnettir. Bazıları da duayı üflemeyi mekruh görmüşlerdir. Hasta olan Dehhak’e birisi: ‘’ Sana okuyayım mı ?’’ demiş. Dehhak : ‘’ Oku ama üfleme ‘’ demiş. Adam mu’avvizatı okumuş. ‘’ dua edenin üflememesi, ellerinin sürmemesi, düğüm bağlanmaması gerekir.’’ ” Dediği rivayet edilir. Sure de düğümlere üfleyenin şerrinden” sığınma emredildiği için üflemenin kötü bir şey olduğunu yargısına varmıştır. Çünkü başkalarının ruh ve bedenine zarar vermek amacıyla düğüm bağlayıp onlara üflemek kötü bir şeydir, yarar vermek için dua edip üflemek haram olmaz.” okuyayım mi?” demiş, ama ruh ve bedenlere zarar vermek için değil, yarar vermek için dua edip üflemek haram olmaz.
Muhammed Hamdi Yazır da şöyle diyor: “Sihir karışmayan, yani şeytanlık için olmayıp da korunmak, bir hastalık veya afete Allah’tan şifa niyazı için veya diğerine temiz bir dua veya ayet okuyup üflemek kabilinden olan nefeslerin caiz olduğu anlaşılır. Çünkü bundan kimseye zarar verme veya kandırma veya Allah’tan başkasına sığınma anlamı yoktur. Bu surelerdeki emirler her şeyden Allah’a sığınmak gerektiğini anlatmaktadır. Resulullah’ın, başkalarına bu suretle okuyup üflediği rukyeye (afsuna) müsaade ettiği sabit ve bu sebeple gerek ruhani gerek cismani nice hastaların şifa bulduğu görülmüştür. Ancak okuyuculukla sihirbazlık edenlerin de şerrinden korunmak için bu ayetin hükmüne büyü karışan rukyelerden sakınılması lüzumu ihtar olunmuş, uktelerin sihir ve kendisine böyle hayır için ve kabilinden olduğunu anlatmak istemişlerdir .. .”
Buhari’nin kaydettiğine göre Peygamber yılanın ısırdığı bir kimseye Fatiha okuyarak afsun sahabesini ret etmemiş, onun aldığı ücreti de helal saymıştır. Bütün bunlar, şifa için dua ve ayet okumanın caiz olduğunu gösterir. Ama şifayı Allah’tan değil de afsuncudan beklemek, Allah’a tevekkülü bırakıp üfürükçülerin peşine düşmek caiz olmadığı gibi başkasına kötülük yapmak, zarar vermek amacıyla okuyup üflemek, düğüm bağlamak da haramdır. Bu gibi insanlar, şerlerinden Allah’a sığınılması emredilen: Düğümlere üfleyip püfleyip şerli büyücüler” zümresine girerler.
5. Ayetten kasıt
Haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden de. Allah’a sığınarak onun kem düşünce ve buna bağlı kem bakışlarından kurtulabiliriz. Haset edenin haset ettiği zaman ki, yani içindeki hasetinin gereğini işleme koymaya kalktığı zaman ki şerrinden Allah’a sığınırım” Haset, kuvvete kaldıkça haset edenin, kendisinden başkasına zararı olmaz. Ama hasetçinin içindeki hasedi coşup hased edilene karşı kin, gazap ve düşmanlık ile nefsini yönelttiği zaman şerri çok büyüktür. Göz değme hali de çoğunlukla bu anda olur. Onun için haset ile göz değme, bir birine bağlı şeylerdir. Haset coştuğu zaman o kişinin nefsi öyle kötü bir nitelik kazanır ki o duygu ile fırlattığı kötü bakışların kıvılcım haset edilen kişiyi zayıf bulunca yıldırım gibi çarpa bilir. Bu kötü duygu ile hareket edenler, her türlü fenalığı yapabilir. Nefsiyle mücadelesinden, kötü duygularını engellemesinden dolayı sevap bile alabilir ama bu duygu kendisini kemirir, rahatsız eder.
Haset üçe ayrılır: Birincisi bir kardeşinin elindeki nimetin gitmesini istemek. Allah’ın ona, başka nimet vermesini istememek ve bundan rahatsız olmaktır. O nimet kendisine gelmese de ötekisine gitmemesini dilemektir.
İkincisi nimetin başkasının elinden çıkıp kendisine gelmesini istemektir.
Üçüncüsü başkasının elindeki nimetin gitmesini istemeden kendisine de o nimetin verilmesini arzulamaktır ki buna haset kötüdür. İmrenme insanı çalışmaya, haset düşmanlığa sevk eder. Biri toplumun ilerlemesini kamçılar, öteki çökmesine neden olur. Bundan dolayı Kur’an-ı kerim, hasetten Allah’a sığınmayı emrederken Peygamber (sav) efendimiz “ancak iki kişiye imrenilir: Allah’ın verdiği malı Allah yolunda harcamaya koyulan ve Allah’ın verdiği hikmeti uygulayan ve başkalarına da öğreten kişilere” mealindeki hadisleriyle güzel şeylere imrenmeyi teşvik buyurmuştur.
Hasetçinin kendisine üç zararı dokunur: Evvela haset, günah kazanmasına sebep olur. Çünkü haset haramdır. Haramı işlemek günahtır. Peygamber efendimiz: “Ateş odunu nasıl yerse, haset de iyilikleri öyle yer” buyurmuştur. İkincisi haset, Allah’a karşı kötü edeptir. Çünkü hasetin hakikati, Allah’ın bir kuluna nimet vermesini hoş görmemek ve Allah’ın yaptığına itiraz demektir. Üçüncüsü üzüntü ve tasası çoğalarak kalbinin huzursuzluk içine düşmesidir. Haset bazen Türkçeye kıskançlık olarak tercüme edilir ki yanlıştır. Kıskançlık, haset manasına da gelebilir ama asıl anlamı haset değildir. Namusa düşkün olmaktır. Arapçada buna gayret denilir. Erkeğin, karısına başka erkeklerden kıskanması, onu sevmesinden ve namusuna düşkünlüğünden ileri gelir. Ölçülü kaldıkça bu, iyi bir meziyettir. Fakat kıskançlık birinin karısını, kocasını kıskanması değilse, hasettir. Çünkü bu, onun elindeki nimete göz dikmek, nimetin ondan gitmesin istemektir.
Bununla beraber Türkçe de bazen kıskançlık haset manasına da kullanılır. Yanlız kıskanma bununla özel bir anlam taşıdığını ve her zaman haset anlamında olmadığını bilmek gerekir. Biraz önce işaret ettiğimiz haset, bir nimetin onu hak etmiş kişinin elinden gitmesini istemektir. Ama haksız olarak bir nimet veya mevkii ele geçirmiş bir kimsenin elinden o nimeti geri almaya çalışmak haset değildir, gayret ve adalet olur. Yoksa toplumda zulüm yayılıp gider, işler ehil olmayanların eline geçer. Haksız olarak ele geçirilmiş bir malı, bir mevkii geri almaya çalışmak, haksızlığı önleme çabasıdır.” Binaenaleyh bir gaspçının gasp ettiği nimetin zevali ni temenni etmek haset demek olmadığı gibi, yed-i mubtilesinin izalesiyle hakkı sahibine teslim etmeğe çalışmakta şer değil, gayret edilmesi lazım gelen bir hayır, bir vazife-i hamiyet demektir. Lakin bir müstahikkin nail olmuş bulunduğu bir nimetten kalben müteezzi olup ta onu çekmemek, zevalini temenni etmek haset ve zulümdür”. Bundan dolayıdır ki İlk halife Ebubekir es-Sıddık ( Allah ondan razı olsun) halif seçildiği zaman yaptığı konuşmasında: “iyi biliniz ki, sizin en güçlünüz, kendisinden bulunan bir hakkı alıp sahibine geri verinceye dek yanınınız da en zayıfınızdır” demiştir.
Şeyh Tantavi bu surenin tefsiri sonunda şöyle diyor: “Bu çağda ortaya çıkan ruhbilimleri, insanlara birçok ruhsal yarar sağlamıştır. Ruhçulukla uğraşanlar, bazı ruhların dirilere yardım ettiğini söylüyorlar. Bu da şöyle olmaktadır: “insan ‘es -sailu’l- mıknatısı: manyetik sıvı denen bir şey vardır. Ruh bu manyetik sıvıyı, kendinde bulunan elektriğe, mıknatısa benzer bir sıvı ile karıştırır. Ruhun sıvısı, dirinin sıvısı ile karışınca bundan hastaların iyileşmesi, bazı işlerin olması, nurların görünmesi, sofraların hareketi, sandalyelerin kalkması, evlerin sallanması, gibi şeyler olur. Şayet bu işler şerli ruhlar tarafından yapılmış ise zarar vermek veya dirilerle alay etmek için olur. Eğer iyi ruhlar tarafından yapılırsa öğretmek ve yarar vermek içindir.
Yapılan birçok deney, hastaların çok iyi olduğunu göstermiştir. Mesela hasta birine günde birkaç dakika “ben hasta değilim, sağlamım” cümlesini tekrar etmesi söylenmiş, birkaç gün sonra adamın iyi olduğu görülmüştür. Bazı doktorlar bunu sadece ruh hastalıklarında kullanılmıştır. Ruhun insan üzerindeki etkisini anlamak için şöyle bir işlem yapılmıştır.
İdam mahkumu olan bir adamı getirip gözlerini bağlamışlar, başını kestiklerini vehmini vermek için boynuna sıcak su dökmüşler ve ona boynunun kesilip kan aktığı sanısını vermişler, adam derhal ölmüş.
Ruhsal uyutmanın çok örnekleri vardır. Uyuttuğun her insanda bunun izini görürsün. Uyutan, uyutulana ne emretse uyutulan da o olur. Bu sırf onun öyle inanmasından olmaktadır. Uyutulanın inancı, kendisinde hüzün, sevinç, kuvvet ve zayıflık meydana getirir. Çünkü onun ruhu, bu işleri yapacak biçimde boşalmış, kendisini yalnız bu işlere tahsis etmiş ve uyutanın emrine vermiştir. Ruhu belli işlere yönetmenin etkileri malumdur. Sevginin, buğzun, ruhlar üzerindeki etkileri de açıktır. İnsan kalbini birini sevmeye yöneltse o da insanı sevmeğe başlar; onu sevmemeğe yöneltse ondan nefret etmeğe başlar.”
Daha sonra Tantavi şöyle diyor: “her ruhun kendine özgü bir özelliği vardır. Ruhçular bu özelliğe” manyetik sıvı” derler. Biz bu sıvıyı sadece eserleriyle biliriz. Biz çirkin suretler, kötü düşünceler düşünür veya riya, kibir,
haset, cimrilik, kendini beğenme, nefret, insanların iyiliğini istememe gibi üzücü huylarla vasıflanırsak bu, ruhlarımızda yayılan sıvılar meydana getirir.
Bu sıvılar iki türlü etki yapar: Biri bedenimizin içinde, biri dışında görülür. Bu düşünceler ruhlarımızı sıkar. Üzüntü, keder verir, şayet insanın üstünde perde kalksa bu düşüncelerin sureti görünürse insanlar o kişiyi kınar, ondan uzaklaşıp onu yalnız bırakırlar. İşte bizim düşüncelerimizin suretleri, ölümümüzden sonra bize görünecek, bizi utanç ve üzüntü içerisinde bırakacaktır ki “azabu’l-hizy; utanç azabı “tabiri ile anlatılan budur. Bütün
müfessirler bunun ateş azabından daha çetin olduğundan ittifak etmişleridir. Bu manyetik sıvının ruh üzerindeki etkisidir.
Bu sıvının beden üzerindeki etkisine gelince: En azından bu bulunduğu meclislerde kendin gösterir. Çünkü içinde taşıdığı düşünceden oluşan sıvıyı yanında oturan Salih kişiler hisseder, senden kaçar ve o meclislere gelmek istemezler. Herkes o meclisten içi sıkılmış olarak kalkar. Sebebi de arada kaynaşma olmamasıdır. Demek ki bu düşünce ve huyların en az zararı, bizimle oturanları rahatsız etmesidir. Bundan daha büyük zararı da göz değmesidir.
Göz değmesi, çok eziyet veren kötü bir nefsin kötülük atmasıdır. O nefisten o zehirli sıvı çıkar, göz değen kimseye eziyet eder. Bu tıpkı insanların birbirlerine ok ve mızrak atıp birbirlerini öldürmelerine benzer. Silahı en güçlü olan, başkasını daha çok öldürür. İşte büyü ruhlardan gizli olan o şerli kuvvetlerden biridir. Bunu miran (egzersiz) ile çıkarmak mümkündür. Miran büyü işleri yapmaktır. Yapa yapa nefis kötülüğe alışır ve göz değmesi gibi başkasına kötü etki yapar. İşte kötü nefislerin vasıfları budur. Kötü vasıflı ruhlardan, kötü ışınlar yayıldığı gibi iyi, güzel düşünce ve huylarla dolu ruhlardan da yararlı sevinç veren ışınlar yayılır.
Peygamberin ve Salihlerin maddi ve ruhani düşmanlar da göz değdirmek, irade kuvvetiyle büyü yapmak suretiyle onları etkilemek isterler. Fakat onlar maddi düşmanları kesin delil ve kılıç ile susturdukları gibi ruhani düşmanları da ruhlarından çıkan karşıt yüce ışınlarla etkisiz bırakırlar.
Kötülük, büyü yapmak isteyen kötü ruh sahipleri, o yüce ışınlarla etkisiz bırakırlar. Kötülük, büyü yapmak isteyen kötü ruh sahipleri, o yüce ruh sahiplerini etkileyemez, onlara bir zarar veremezler. Maddi düşmanları kılıçla
yenen peygamberler, ruhani düşmanları da ruhsal savaşı ile yenerler. Bu da yüce nefislerin kötülük yönelten nefislere yönelip onların eziyetlerini savmasıyla olur.
Sohbetimize devam etsek Felak suresinin önemini anlatmaya 100’lerce sayfa yetmez. Bu ilahi süre her türlü şer ve kötülükten Allah’a teslim olup ona sığınmamızı emrediyor. Bu süre ibadet ruhuna en uygun bir süredir vesilesiyle tüm vakit namazlarımızda kısaca tüm namazlarımızda okumamamız gereken bir sure dersek az bile söylemiş oluruz.
Allah (cc) tüm hatalarımızı ve günahlarımızı af etsin
NAS SURESI
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla.
1- De ki: sığınırım ben insanların Rabbine,
2- İnsanların padişahına,
3- İnsanların Tanrısına,
4- İnsanlara kötü şeyler fısıldayan o sinsi vesvesecinin şerrinden.
5- O ki insanların göğüslerine (kötü düşünceler) fısıldarlar.
6- Cinlerden ve insanlardan olan. (bütün vesvesecilerin şerrinden Allah’a sığınırım)
En- nas kelimesi insanlar demektir bu ilahi sure ismini bu kökten almıştır. Felak suresindeki asıl gibi sığınma ve yardım merkezinin sadece Allah olduğu tüm çıplaklığı ile gözler önündedir. Bu ilahi sürenin köklerine indiğimizde vesvese kelimesinin açıklanmasını yapma gereği duyduk. Kısaca özetlersek vesvese kötü düşünce demektir. Allah 4. Ayette insanlara kötü şeyler fısıldayan o sinsi vesvesecinin şerrinden 5. Ayette O ki insanların göğüslerine kötü düşünceler fısıldarlar. 6. Ayette ise vesvesenin merkezinin cinler ve insanlar olduğu açıktır. İnsanın kötüsü ile cinin kötüsü insanların yanına sokulup düşüncelerine masum bir şekilde girer ve ondan sonra tüm pisliğini kusar. Nas suresinin ilahi büyüklüğü de tartışılamaz bu ilahi sureyle ilgili 10’larca sayfa yazsak surenin ilahi boyutunu tam anlamıyla gücümüz ve bilgimiz yetmez. Bu ilahi surede ibadet ruhuna en uygun surelerden biridir. Tüm vakit namazlarımızda hatta sıkıldığımız kulluk ihtiyacı duyduğumuz kısaca tüm namazlarımızda okumamız gereken bir suredir.
Allah tüm hatalarımızı ve günahlarımızı af etsin
İBRAHİM DUASI
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla
78- “Beni yaratan ve bana yol gösteren O’dur.”
79- “Bana yediren ve içiren O’dur. ”
80- “Hastalandığım zaman bana şifa veren O’dur.”
81- “Beni öldürecek, sonra diriltecek O’dur.”
82- “Ceza günü hatamı bağışlayacağını umduğumda O’dur.”
83- “Rabbim, bana hüküm ver beni Salihler arasına kat!”
84-” Sonra gelenler arasında bana bir doğruluk dili nasibiyle (sonraki nesiller arasında hayır ile anılmamı sağla)!”.
85- “Beni nimeti bol cennetinin varislerinden kıl!”
87-” (Kulların) diriltilecekleri gün, beni utandırma”.
İbadet ruhuna uygun ayetlerden meydana getirdiğimiz bu duaya da İbrahim adını koyduk namazlarımızda Allah’a secde ederken çok rahatlıkla okuyacağımız İbrahim duasında şuara suresi 78- 79-80- 81-82-83-84- 85- 87
Ayetlerden meydana getirdik. Babamız Hz. İbrahim’in Allah’a bu ayetlerle secde ettiğini Kur-an bize çok açık bir dille anlatıyor. Bizde fazla yorum yapma gereği duymadan bu ilahi ayetleri bir araya getirip İbrahim duası olarak ibadetlerimize kazandırmayı görev bildik.
Allah hatalarımızı ve günahlarımızı bağışlasın.
Yazan : Hakan Coşar
Manevi Babam, Can Dostum, Öğretmenim, Yoldaşım Merhum Ayhan Ömer Aliş’in kelimeleri ile yazdım.
ENGLISH
When we pray, we should say this verses.
The most beautiful of worship. we will talk about why we have done the prayer and, most importantly, what reason should the prayer be performed. We will explain the verses to be read in prayer.
No doubt prayer is obligatory for all people. And its importance is a great worship. Every Muslim fulfills his duty of worship while performing prayer. How happy. To those believers. In prayer, they tell their love and God is sublime, and they are aware of it. These believers say that in every rak’at. He created us, we obey his laws and orders. And they said there is no refuge other than him
They ask their Lord for help and mercy. they seek refuge in their Lord from demons, gins and all sorts of evil. Prayer becomes a supreme authority in which they are alone with their Lord.
They was knowing how generous their Lord. They know They will get their reward from God, and ask for his mercy. They refuge in their Lord from all evil.
Those believers are connected to their Lord in their prayer. They praying with their greatest love, blessed and thank goodness.
When beloved believers act as a prayer that is such an important. While believers act with this logic. And they read the following suras and verses from the supreme Qur’an to tell them all these feelings.
Quran 1 Fatiha Suresi
1- Rahman and Rahim in the name of Allah.
2- gratitude be to Allah, the Lord of the universe.
3- He is Rahman and Rahim
4- Religion (reward, punishment) is the owner of the day.
5- We are only follow you and we want for only your help.
6- You guide us to the right path.
7- To the way of those whom you have blessed. Not in the way of the wrath and the perverts!
Venerable and my beloved brothers and sisters. We can say, it can explain near all of the Qur’an for the surah of Fatiha. we do not think that we exceed the limit if we say the brain of prayer. And we can say it have more virtues.
Fatiha’s word meaning means the beginning of things that can be opened (Book, speech). The reason for being the first descending time is called Fatiha.
The whole time of Fatiha descended at once. The first 5 verses of Surah Alak are the first descending verses. But the whole surah is the first descending surah.
Say the main purpose of the downloading of the Qur’an.
1- Allah is only one, there is no god but Allah
2- Belief in the Hereafter
3- Award to the Good
4- Punishment for evil
5- To introduce those who break the limits of Allah
6- Introduce the world and the Hereafter
8- To worship monotheism to hearts.
Surah Fatiha is the summary of the above-mentioned articles. Therefore, we can say that it is close to the whole of the Qur’an.
This surah is the most appropriate for the spirit of worship. If we say a time that we should not read in all our prayer times, we will say even less.
Quran İhlas Suresi
In the name of Rahman and Rahim Allah.
1- Say: He is only one Allah.
2- Allah is the samed. (Certainly obeyed sultan)
3 has not breed.
4- Nothing has been His equivalent.
İhlas, which means cleansing from wrong belief and filth, means worship to Allah.
This divine surah, which clearly describes the essence and philosophy of Islam, is very virtuous. If we say equal to 1/3 of the Qur’an for this period, we do not believe that we speak incorrectly. This time must be read in every prayer is also the heart of the prayer.
Our Prophet (as) said that even loving this divine surah could lead man to Heaven.
This surah is the most appropriate for the spirit of worship. If we say that we should read in all our prayer, we think even said less.
Quran Felak Suresi
Rahman and Rahim in the name of Allah
1- Say: I seek refuge with the Lord, who cleave the darkness and reveal the morning;
2- From the evil of the things he created.
3- From the evil of the night when darkness collapses,
4- From the evil of sorceress women who blow and spit into knots,
5- And from the evil of the envoy when he has envied.
The real meaning of the word Felak, which constitutes the essence and name of this divine surah, is to cut and take out.
Surah Felah in verse 1
Felak’s meant. the morning time is a result of the cleaveing darkness of the night. At the same time. when be afraid of, the birth of the light of salvation. And trees, plants, spring waters, babies in the womb of the mother. The birth and emergence of all living things invisible are meant, and we are ordered to seek refuge in Allah, the owner of these divine signatures.
In verse 2
All things that Allah has created mean everything that we can see and cannot see. We are commanded to seek refuge in Allah from the evil of them.
In verse 3
The meaning of evil of the night when darkness falls. Any kind of creature that would attempt to harm us by using the darkness of the night. And for some evil creatures that we cannot see again, it is the evil of darkness for us.
In verse 4
The meaning of the evil of sorcerers of womens, who spit and blow at the nodes. Religious scholars have devoted to various views.
Ibn Atiyya’s, a person he trusts: One of the person do knots on the red rope in the Maghreb desert (the Great Sahara) to prevent the camel cubs to suck their mothers. Which camel’s knot’s is resolve, he immediately said that he had seen it sucking its mother.
At the time of the descent of the Qur’an, the Arabs feared the darkness, as was the dominant opinion in all nations of the world. They believed that demons would come out in the dark and strike people. Therefore, if they landed in a brook, they would take refuge in the gin leader of the brook in order to protect them from the genie collision and thus thought they would be safe.
Again, to make people sick among the Arabs, or to direct them in the direction they want. There were men and women doing magic to harm them. They used to tie knots by reading and blowing while casting spells. Again, it was believed that the malice of the people who envied in society was worth it. And for this, they used various amulets and superstitions. In these verses, This is emphasized. That it is necessary to refuge to Allah. If you refuge to Allah. that no one and nothing can’t damage.
The purpose of the verse. It is not to only say that. Demons will hit the humans in the darkness of the night. or the sorcerers will harm the people, or they will surely have an evil eye. The only force and might is Allah. That no one and nothing can harm after taking refuge in him. He emphasizes the need to seek refuge in Allah, not others.
The Prophet did read some verses for some diseases. Especially he was read the suras of Ihlas, Felak and Nas. And did put his hand on the aching ground and said seven times the name of Allah. And took refuge in the sublimity and force of Allah.
Hz Aisha also said. When the Prophet saw one of his family (sick), he touch him with his right hand. My God. O Lord of the people. disease goes. Heal this servant. You’re the cure. There is no heal other than your heal. You leaves no illness. ”
The Prophet prayed to the patient: He spit on the index finger and touched the soil. He smeared soil on his finger. He was touch to the patient’s painful place and wound. The soil of this country. this is the saliva of each other. With the permission of our Lord he will heal our patient. ’’
In times of distress: ‘ There is no god except the great judge Allah.’ ’
5. Verse
when anybody is jealousy. By taking refuge in Allah, we can get rid of his evil thoughts and his gaze.
Quran Nas Suresi
In the name of Allah the Rahman and Rahim.
1- Say: I seek refuge in the Lord of the people,
2- To the sultan of the people,
3- To the God of the people,
4- From the evil of that sneaky. who whispering bad things to people.
5- That they whisper to people’s breasts.
6- Of the jinn and the people. (I seek refuge in Allah from the evil of all vesvesekers)
The word-nas means people. This is told that the actual asylum and aid center is only Allah.
We say that we should read in all our prayer.
Writer: Hakan Coşar
I wrote with the words of my spiritual father, teacher, best friend, comrade, deceased Ayhan Ömer Aliş.