ADEM VE ”OLUR” KELİMESİ. HZ ADEM SÜREKLİ YARATILIYOR !

HZ. ADEM’İN YARATILIŞI ve “Olur” Kelimesi. Hz. Adem Sürekli Yeniden mi Yaratılıyor?

HZ. ADEM’İN YARATILIŞI

Yeryüzündeki hayatın başlangıcı, insanın yaratılmasından çok önceye dayanır. Allah ilk önce melekleri ve cinleri yaratarak kendisine itaat etmelerini, ibadet ve emirlerine uymalarını istemiştir. Melekler bedensiz ve nefissiz varlıklar olarak nurdan yaratılmış iken, cinler ise bedensiz ama nefisli varlıklar olarak kavurucu ateşin dumansızından yaratılmışlardır. (55/15) (15/27)
Allah yeryüzünü imar ederek, yaşam için gerekli olan her şeyi tamamladıktan sonra onların yerine, kendisinin emirlerini yürütecek bir halife yaratmaya karar verir:

Halife: Birinin arkasından makamına oturmak, vekâlet etmek, az veya çok onun yerini tutarak temsil etmektir. Yaratılacak insan da Allah’ın vekili olarak, O’nun emirlerini ve kanunlarını tatbik edecek, bilgilerini insanlara ileterek aralarında elçi olarak bağ kuracaktır. Yaratanın kudreti ile topraktan yaratılan Âdem, çamurun süzülürken geçirdiği değişik aşamalar sonunda tekâmülünü tamamlamış, toprağın kalan özünden var edilmiştir. Süzülen hülâsanın neticesidir. Ve nihayet, süzülmüş cıvık bir balçıktan pişmemiş kuru çamurdan şekillendirilmeye ve yaratılmaya hazır olan insanın üzerinde, Allah tesviye işini de tamamladıktan sonra, ona ruhundan üfleyerek can veriyor. İnsanoğlunun ilk babası nefisli ve bedenli olarak yaratılan Hz. Âdem’in artık fiziki ve akli gelişimi tamamlanmış, istenilen emirleri yerine getirecek olgunluğa ve sorumluluğa ulaşmış vaziyette cennette yaşamaya başlıyor.





Allah, Âdem’i yarattıktan sonra ona öğrettiği bilgileri meleklere göstermek ve onu tasdik ettirmek için, onları karşılıklı imtihana tabi tuttu. Âdem’e öğrettiği onun bilgisi dâhilindeki isimleri meleklere sordu. Doğruyu biliyorlarsa söylemelerini istedi. Onlar ise kendilerine öğretilenlerden gayri bir şey bilemeyeceklerini söylediler. Bu imtihan, Âdem’in onlara üstünlüğünü ve bilgi sahibi olduğunu göstererek, ona boyun eğmelerini sağladı.

Allah’ın kendisine ait olan gayb bilgisinden Âdem’e de açıkladığı ortadadır. Onların adları sorulurken öğretilen isimlerin neye ve kime ait olduğu bildirilmese de, sıradan eşya yerine insan adının olması soruya daha çok anlam kazandırır. Ayrıca göklerin ve yerin melekût âleminin görünmeyen bilmediğimiz taraflarının bilgisi Âdem’e verilmişti.





2/BAKARA/34- O VAKİT BİZ MELEKLERE, “ÂDEM’E SECDE EDİN” DEMİŞTİK DE İBLİS DIŞINDA TÜMÜ SECDE ETMİŞTİ. İBLİS YAN ÇİZMİŞ, KİBRE SAPMIŞ VE NANKÖRLERDEN OLMUŞTU.

38/SÂD/74- İBLİS ETMEMİŞTİ. O, KİBRE SAPMIŞ VE İNKÂRCILARDAN OLMUŞTU.
38/SÂD/76- İBLİS DEDİ: “BEN ONDAN HAYIRLIYIM. BENİ ATEŞTEN YARATTIN, ONU ÇAMURDAN YARATTIN.”

15/HİCR/34- BUYURDU: “ÖYLEYSE ÇIK ORADAN, ÇÜNKÜ KOVULDUN.”
15/HİCR/36- DEDİ: “RABBİM, ONLARIN DİRİLTİLECEĞİ GÜNE KADAR BANA SÜRE VER.”

7/ARAF/16- DEDİ: “BENİ AZDIRMANA YEMİN EDERİM Kİ, ONLARI SAPTIRMAK İÇİN SENİN DOSDOĞRU YOLUN ÜZERİNE KURULACAĞIM.”
7/ARAF/17- “SONRA ONLARA; ÖNLERİNDEN ARKALARINDAN SAĞLARINDAN SOLLARINDAN MUSALLAT OLACAĞIM. BİRÇOKLARINI ŞÜKREDER BULAMAYACAKSIN.”

15/HİCR/37- BUYURDU: “HADİ, SÜRE VERİLENLERDENSİN.”
15/HİCR/38- “BİLİNEN VAKTİN GÜNÜNE KADAR.”

Yukarıda geçen ayetlerin anlamı çok açık olsa da, kısaca özetleyelim:
İblis’in ateşten yaratılmasından sonra, Âdem insan olarak var edilirken ona daha üstün meziyetler verilerek çamurdan yaratılmıştır. Allah bu olay üzerine; “Âdem’e secde edin” diyerek ilâhi emirde bulunmuş, melekler hemen secde etmişler, kıskançlığa kapılan emre uymayan İblis ise, kendi yaratılışını üstün görerek Allah’a isyan etmiştir.
Buradaki secdenin anlamı: Saygı ve selâmlama secdesidir. İbadet secdesi değildir. Böyle bir yaratılışın önünde Allah’ın gücünü görüp, yaratmış olduğu esere hayranlıkla eğilmesini gerektiren saygı idi.





Âdem’in farklı yaratılması, bedenli ve bilgi sahibi olması, İblis’in içinde sakladığı kibir ve gururun açığa çıkmasına, kıskançlığı yüzünden insanlarla arasındaki düşmanlığın başlamasına sebep olmuştur. “Ben ondan daha hayırlıyım beni ateşten, onu çamurdan yarattın.” diye isyan etmiştir. İblis’in imtihanı olan bu olay, onu azgınlığa ittikten sonra, Allah’ın rahmetinden ve melekler topluluğunun içinden kovulmuş, bu sefer de intikam arzusu ile diriliş gününe kadar kendisine yaşama fırsatı verilmesi için Allah’a yalvarmıştır. Dünyada kalmasına izin verildikten sonra, af dileyeceği tövbe edeceği yerde kendisinin azmasına dalâlete düşmesine Allah’ı sebep göstererek, O’na kafa tutmuş: “Ben de senin dosdoğru yolunun üzerinde oturacağım, insanların birçoğunu yolundan çevireceğim, çok azı müstesna.” Diyerek yaşadığı sürece, düşmanı kabul ettiği kovulma nedeni olarak gördüğü Âdem’i ve neslini, kandırmaya kinini sürdürmeye yemin etmişti. Zira belli bir vakte kadar onların yaşayacaklarından haberi vardı. Hepsini kandıramayacağını bildiği halde, çok azı dediği, ihlâslı kulların varlığını bilmesine rağmen eylemine devam etti.

İzin aldıktan sonra, kendisinin üstün olduğunu kanıtlamak için, yanlışı doğruymuş gibi göstererek süslemeler yaparak insanları doğru yoldan çevirmeye, kandırmaya Âdem ve eşinden başlayarak, kıyamete kadar sürecek olan insan soyunu da imtihana sokmuş oldu…

Kuran’da İblis’in kıyamete kadar yaşamasına izin verildiği açıkça bildirilir. Düşünecek olursak, Allah sadece kötülüğü emredecek bir tek kişiye mi yaşama izni verir? Yoksa onun karşısına Allah’ın hükümlerini insanlara bildirmesi, doğru yolu göstermesi için yarattığı kulu halifesi Âdem’e de yaşama izni vermez mi hiç? Kötünün karşısına mutlaka iyiyi koyarak adaletini sağlar. Kullarına da düşünme ve idrak yeteneği vererek doğruları bulmalarını kendilerine bırakarak imtihan sürecini başlatmış olur…

3/ALİ İMRAN/59- …ÂDEMİN DURUMU GİBİDİR. ONU TOPRAKTAN YARATTI. SONRA ONA “OL” DEDİ. ARTIK O, OLUR.

Bu ayette anlatılmak istenen; Allah’ın “ol” demesi ile “ artık o, olur. “ demesi. “Olur” kelimesi artık Âdem’in olmaya, yani yaratılmaya devam edeceği bilgisidir.





Nasıl ki, İblis kıyamete kadar yaşayacak ise, Âdem’de aynı şartlar altında yoluna devam edecektir. Birisi kötülükleri güzel göstermek için insanları Allah’ın doğru yolundan ayırmaya çalışacak, onun karşısındaki Allah’ın elçisi de, gelen vahy ile edindiği bilgileri hükümleri insanlara ileterek görevini yapacaktır. Kıyamete kadar sürecek zaman içinde yaşamalarına izin verilen bu kişilerin hangi kimliklerde görev yaptıklarını şimdilik bir kenara bırakalım !..

Yazan: Jale Coşar





“Olur” kelimesi Arapçası, Kün Fe Yekün açıklama videosunu izlemek için tıklayınız.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir