HALE ERALPİLAHİYAT - DIVINITY

HZ İBRAHİM’İN DOĞDUĞU YER



HZ. İBRAHİM’İN DOĞDUĞU YER ……

Tevrat’ta, İbrahim’in dedesi Nahor, babasıTerah’dır. Tevrat Ayetlerini yazalım.
TEKVİN….11. BAB
24-Ve Nahor yirmi dokuz yıl yaşadı ve Terahın babası oldu.
25-Ve Terahın babası olduktan sonra ,Nahor yüzondokuz yıl yaşadı.ve oğullar ve kızlar babası oldu.
26-Ve “Terah“ yetmiş yıl yaşadı.ve Abramın,Nahorun ve Haranın babası oldu.
27- Ve Terahın zürriyetleri bunlardır.Terah Abramın ,Nahorun ve Haranın babası oldu.ve Haran Lut’un babası oldu..
28- Ve Haran doğduğu memlekette Kıldanilerin Ur şehrinde babası Terahın önünde öldü
29- Ve Abram ve Nahor kendilerine karılar aldılar.Abramın karısının adı Saray ve Nahorun karısının adı Milka idi.

Torah Abram’ın yani İbrahim’in babası. Kuran’da da, İbrahim’in babası ile ilgili şu ayet vardır:

6/EN’ÂM/74)ELMALILI :HANİ İBRAHİM BABASI AZER’E (ŞÖYLE) DEMİŞTİ: “SEN PUTLARI İLAHLAR MI EDİNİYORSUN? DOĞRUSU BEN SENİ VE KAVMİNİ APAÇIK BİR SAPIKLIK İÇİNDE GÖRÜYORUM.”
Azer bu ayette “kelime” olarak bir sıfattır. Allah “Azer olan babası” demektedir. Azer kelimesinin Arapça karşılığı: “muhti” yani günahkardır. İbranice’de de güçlü kuvvetli demektir. Belki, İbrahim’in babası güçlü ve kuvvetli olduğu için Azer denmektedir. Belki de oğlu İbrahim’e, onun putlarına inanmazsa, onu recm edeceğine yemin ettiği için günahkar olmaktadır..Ayeti de şudur:
19/MERYEM/46-Elmalılı: BABASI AZER: “YA İBRAHİM, SEN BENİM TANRILARIMI İSTEMİYOR MUSUN? EĞER BUNDAN VAZ GEÇMEZSEN YEMİN EDERİM Kİ SENİ RECM EDERİM. HEM BENİ UZUN BİR MÜDDET BIRAK GİT.DEDİ.

Hz. İbrahim’in babasının adının Azer değil Torah olduğunu kabul edince Kuran ile Tarih eşleşir. Şöyle ki:

Tevrat’a göre İbrahim Keldânîler’in Ur şehrinde doğdu. Bunun hakkında Muazzez İlmiye Çığ “İbrahim Peygamber” isimli kitabında şunları yazar: (sahife76 İbrahim ailesi ve ilk göçleri bölümünde)
“Bu Ur neresiydi? Bunun Mezopotamya’nın güneyinde, Sümer’in başkenti ve Ay Tanrısı Nanna’nınşehri Ur olduğu düşünülüyordu. Fakat bugün bunun pek doğru olmadığını kanıtlayan çeşitli veriler var. İÖ. 1900-1800 yıllarında yaşamış olacağı düşünülen İbrahim ve ailesi eğer Sümer’in Ur şehrinden gelmiş olsalardı, Tevrat’ta Sümer ülkesinden ve Sümerlilerden söz edilmiş olacaktı. Halbuki onlara ait bir kelime bile bulunmuyor.Buna karşılık Tevrat’ta İÖ.. Üçüncü yüzyılda Yunancaya çevrilen metninde bu şehrin adı yok. Birçok araştırmacı bu Ur adının sonrada eklendiğini söylüyor.İbranice olan metninde Ur-Kastim olarak yazılıyor. Mari’de bulunan çiviyazılı belgelere göre Ur-Kastim olarak gösterilen yerin, Güney Mezopotamya’da değil, kuzeyde Harran civarında bir Ur olması gerek deniyor.”
Müslümanlara göre de, İbrahim Harran civarında olan Urfa’da doğmuştur.
Ebla, Ugarit, Nuzi ve Mari arkeolojik kayıtlarında ortaya çıkan kanıtlardan sonra, bilim adamları, İbrahim ve ona tabi olanların, kuzeybatı Mezopotamya toplumunda gerçekten yaşadıklarını anladılar. Hatta o kadar ki, bulundukları coğrafyaya, kendilerinin veya atalarının ismini verecek kadar önemli insanlar olduklarını kabul etmek zorunda kaldılar.
İbrahim’in ataları olarak geçen şahıs adlarının, Harran yöresinde ki yer adlarıdır. İbrahim’in bir kardeşinin adı olan Harran, şehir olarak bilinmektedir. Bir başka örnek, İbrahim’in dedesi Nahor, karşımıza Til-Nahiri olarak çıkmaktadır. Bunlar, Mari ve Asur metinlerinde(MÖ 1900-1800) bilinen yer adlarındandır.


İbrahim’in babası Terah adına uyan, Tilşa, Turah, Torah, Til-Turakki şeklinde değişen yer adları bulunmaktadır. Torah, Keçi tepesi anlamına gelir ve Balih nehrinin üzerindedir.

İbrahim’in büyükbabası Serug ‘un ismi de, Harran’ın batısında Sarugi şehridir. Daha eski atası Peleg’e karşı gelen yerin, Habur ırmağının Fırat’a karıştığı yerde bulunan Paliga olduğu kanıtlandı. Bilim adamları, bunların rastlantı olamayacağı görüşündeler ve bu konuda şunu söylüyorlar:
“Ya bu şahıslar, buralarda yaşayan kabilelerin başkanları idi, ya da kabile adları bu şehirlere verildi”.

Hz. İbrahim’in hayat hikayesini anlatılırken “ annesinin onu bir mağarada doğurduğunu söylerler. Sebep de o zamanlar kahinlerin hükümdarın saltanatını yıkacak bir çocuğun doğacağını haber vermesidir. Hükümdar da o sene doğacak bütün oralı erkek çocukların ölümüne karar verir. İbrahim’i de annesi bir mağarada doğurur ve onu senelerce orada besler.” Derler….
Mucizeler tabii ki vardır. Allah tarafındandır. Ama bir şeyin daha inandırıcı olması için bizlerin mucize uydurmamıza gerek yoktur. İbrahim’i mağarada annesinin beslemesine gerek yoktur. Hükümdar kahini dinleyerek, çocukların ölüm emrini vermiş olabilir. Kuranda bu olay yoktur ama olabilir. İbrahim’i de Allah koruyarak annesine, normal doğum zamanı öncesinde doğum da yaptırabilir. İri bir çocuk olup 9 aylık gibi de gözükebilir. Yani olayı daha da kuvvetlendirmek için İbrahim’i mağarada doğurtmaya ve beslemeye gerek yoktur. Bu benim kanaatimdir. Kuran’da yazan bir gerçek var ki baba Torah ile İbrahim konuşuyor ve İbrahim babasını Allah’a davet ediyor. Ve de babası kabul etmediği için İbrahim’e “seni recmederim” diyebiliyor. Recm olayı herkesin suçluya taş attığı ilkel bir cezadır. Ama gene de; “taşlanan kim, suçlayan kim?” bilinir. Yalnız baba taşlamıyacak ki İbrahim’i. Yani bu ceza verilecekse İbrahim’e, baba ve oğul olarak bu ikilinin halk tarafından bilinmesi lazım. O zaman, mağarada doğurulmuş ve senelerce mağarada kalmış bir çocuğu Torah “oğlum” diye kabilesine nasıl tanıtır.? Veya baba Torah İbrahim’in “doğan erkek çocuklar öldürülsün emrinin verildiği sene” doğmadığını nasıl ispat edecek? Kendisi de emri dinlemediği için suçlu mevkiine düşmeyecek mi? Demek ki İbrahim mağarada doğmadı diye düşünmemiz lazım.. En iyisini tabii ki Allah bilir.

Yazan: Hale Eralp



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir